.

GECENİN KARANLIĞINDA KİTAP YORUMU



Kitap Adı: Gecenin Karanlığında
Özgün Adı: Emma In The Night
Yazarı: Wendy Walker
Yayınevi: Yabancı

Gecenin Karanlığında'da çok fazla beğendiğim ve beğenmediğim kısımlar bulunuyor. Bu nasıl bir denge kurar ben de bilmiyorum. Yorumun sonunda göreceğiz :) Öncelikle konusuna bayıldığımı söylemeliyim. Mükemmel bir psikolojik gerilim. Birileri ortadan kayboluyor ve olanları araştırmak, nereye gittiklerini, neden gittiklerini bulmaya, öğrenmeye çalışmak çok güzel hisler uyandırıyor. Konu itibari ile baktığımız vakit sevdim. Ama detaylara indiğimizde sevmedim. Hadi biraz detaylara inelim.

Şöyle ki ben bu tarz kitaplarda çok sabırsız oluyorum. Örneğin ölen biri mi var? Hemen katili öğrenmek istiyorum. Kaybolan biri mi var? Nereye gittiğini bilmek istiyorum. Bu yüzden gereksiz kısımlar fazlasıyla gözüme batıyor. Gecenin Karanlığında'da da fazlasıyla bu bahsettiğim gereksiz kısım vardı. Ben olan biteni öğrenmeye çalıştıkça yazar sanki olayı sakız gibi uzatmaya çalışmıştı. Kitabı "Bu anlattığı konunun kitabın sonuyla bi alakası yoksa çok kötü olur he." diyerek okudum. Çoğu olayın sonla bi alakası yoktu. Yani o olayları bilmesek de olurdu.

İkinci olarak, yazar karakterlerin düşüncelerine çok fazla yer vermiş. Kitap boyunca diyalog aradım durdum. Sanki karakterin kafasının içindeymişim de o düşünceleri duymak zorundaymışım gibi hissettim. Örneğin bi konuşma sırasında yazar konuyu alıyor ve bambaşka yerlere götürüyordu. Sonra hatırla bu konuşmanın başını. Ben kitabın sonunu merak ediyorum sayın yazar! Bunların benim için bir önemi yok. Açıkçası yazarın biraz laf salatası yaptığını düşünüyorum bu konuda. Sanki 310 sayfa yazmak zorundaymış gibi yazmış. 250 sayfa olsa da olurmuş.


Üçüncü olarak, ne kitabın adını ne de kapağını konuyla hiçbir şekilde alakalı bulmadım. Bu konuya da özellikle dikkat ederim. Kitabı bitirdikten sonra kapağa bakarım ve ne anlam ifade ettiğini düşünürüm. Baktım ama pek de bir şey ifade ettiğini düşünemedim.

Dördüncü ve son beğenmediğim kısım, kitap akıcı değildi. 1 günde bitirdim. Ama sonunda ne olacağını merak ettiğim için can çekişe çekişe okudum. Gözlerimi baya baya son sayfalara kadar geldim çok şükür.

Şimdi geçelim beğendiğim kısma. Kitabın başlangıcı çok güzeldi. Direkt konuya girilmişti ve elime alıp okumaya başladığımda hikayeye hemen dahil oldum. Hızlı başladı, yavaş ilerledi. Sevdiğim bir diğer kısımsa sonuydu. O son mükemmeldi! Hiçbir şekilde neler olduğunu anlayamamışım son sayfaya kadar. Genelde zaten kitapların sonunu asla tahmin edemem bu yüzden de sonu hakkında kafa yormamaya çalışırım. Kitap sonlarını tahmin eden insanlara da gıpta ederim.

Son sayfalarda ne olduğunu anladığımda şok oldum. Bu sonu hiç beklemiyordum. Yazar sonunda iyi bir şey başarmış. Beni çok güzel ters köşe yaptı. Sonu hakkında en ufak bir olumsuzluk düşünemiyorum çünkü çok güzeldi.

"Bu mükemmel son için bu kitap okunur mu?" derseniz onu bilemem. Siz karar verin. Genel olarak karışık duygular beslediğim bir kitaptı. Çok çok merak ediyorsanız okuyabilirsiniz. Ama listenizde değilse olmasa da olur. Kitabın puanını biraz düşük vermiş olabilirim ama verdiğim puanı da sadece sonuna veriyorum. Onun dışında beni cezbeden pek bir şey yoktu.


Kitaba puanım 6

KONUSU:

On yedi yaşındaki Emma ve 15 yaşındaki Cass, 3 yıl önce birden arkalarında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Ailesi ve FBI, onları bulmak için uzun uğraşlar verse de bir zaman sonra umudu keserler.

3 yıl sonra Cass, birden ortaya çıkar. Annesi onu kapıda gördüğünde gözlerine inanamaz. Cass, bulundukları yerden kaçmış ve Emma'yı da kurtarmak için geri dönmüştür. FBI tekrar soruşturmayı açar ve Emma'nın bulunması için Cass'ten bir sürü ip ucu alır.

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Küçük Ama Büyük Yalanlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

SIRA DIŞI KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Sıra Dışı
Özgün Adı: Extraordinary
Yazarı: Miriam Spitzer Franklin
Yayınevi: Genç Timaş

Sıra Dışı'na başlarken böyle bir hikayeyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Beni öylesine içine çekti ki ciddi manada okurken elimden bırakmadım. Aslında gayet basit bir konuya sahip, tekdüze bir kitap sayılabilirdi. Ancak yazarın anlatış tarzı sanki son derece merak uyandırıcı bir polisiye romanı anlatır gibi heyecan vericiydi. Kesinlikle bayıldım! Mü-kem-mel-di.

Kitabın içeriğine girmeden kapağından söz etmek istiyorum. Bir kitap mağazasında veya internette bu kitabı görsem muhtemelen ilgimi çeker ve konusuna bakma gereği duyardım. Konusunu da beğenince alışveriş listeme eklerdim. Kapak çok cezbedici. Genç Timaş'ı bu kapak konusunda tebrik etmek istiyorum. Kapağın cezbedici olmasının yanı sıra kitapla alakası da oldukça fazla.

  

Şimdi kitaptan bahsedebiliriz. 220 sayfalık kısa bir romandı. Ancak içerisinde birçok sosyal mesaj barındırıyordu. Kitabı sevmemin en büyük etkenlerinden bir tanesi de buydu. Bir diğer yandan yazar arkadaşlık konusunu kusursuz bir biçimde işlemiş. Okurken bazı satırlarda gözlerim doldu. Arkadaşlık konusunda çok hassasım sanırım.

Baş karakterimiz Pansy'yi çok ama çok sevdim. Kendisi öyle düşünmese de bence çok cesur bir kız. Gerektiği yerde gereken kişilere cevabını veren bir tip. Laf altında kalan mıymıntı karakterlerden pek haz etmiyorum. Benim sevdiğim karakter tipi lafını sakınmayan ve okuyucuyu kanser etmeyen tip.

Kitapta çok güzel bir umut var. Ne olursa olsun umudumuzu kesmememizi gösteriyor. Pansy'nin umudu benim umudum oldu kitap boyunca. Çoğu yerde kendimi Pansy ile özdeşleştirdiğim oldu.


Kitap öylesine akıcıydı ki yukarıda da dediğim gibi elime aldım ve bıraktığımda bitmişti. Çok çok keyif alarak okudum. Beni heyecanlandıran bir kitaptı. Son zamanlarda okuduğum fantastik ve distopik kitaplardan bir kaçış gibi oldu. Böylesine say bir öyküyü okumak ilaç gibi geldi.

Dediğim gibi kitabın içerisinde çok güzel mesajlar vardı. Bence her yaştan kişilerin bu kitabı okuması gerekiyor. Eminim siz de benim gibi bu saf hikayeyi benimseyecek ve seveceksiniz. Karakterlerimizin dertlerine ortak olacaksınız.

Kitaba puanım 9

KONUSU:

Pansy ve Anna iki yakın arkadaştır. Küçük bir tartışma yaşadıktan sonra Pansy arkadaşlıklarının bittiğini düşünür. Tartışmadan sonra ilk kez Anna'yı hastanede görür. Anna yüksek ateş sonucu menenjit geçirmiştir ve bir daha eskisi gibi olmayacaktır. Anna'nın zamanında Pansy'e anlattığı birtakım hayalleri vardır ve Anna artık bu hayalleri gerçekleştiremeyecek durumdadır. Pansy ise sadık bir arkadaş olarak Anna'nın hayallerini bir bir gerçekleştirmek için elinden geleni yapmaya koyulur. Anna'nın mutluluğu için kendine yeni bir yol çizmiştir.

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Liste kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Replika kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Düzenbaz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Küçük Ama Büyük Yalanlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bülbül kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Tut Ki Seni Seviyorum kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kaplumbağa Kabuğunda Dünya kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Seni Ben Uydurdum kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

LİSTE KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Liste
Özgün Adı: The List
Yazarı: Patticia Forde
Yayınevi: Genç Timaş

Liste'nin konusunu okuduğumda oldukça ilginç bulmuştum. Bu ilginçlik kitabı okuduğum süre boyunca da devam etti. Okuduğum birkaç olumlu yorumdan sonra kitaba başlamaya karar verdim. Bir reading slump dönemindeydim. Kitabın dilinin basit olduğunu öğrenince de hiç beklemedim ve okumaya başladım.

Gerçekten de söylendiği gibi hafif bir dili var. Açıkça anlatılmış ve okurken sizi yormuyor. Sayfalar gözlerinizin önünden kayıp gidiyor. Kendinizi bir de hikayenin akışına kaptırınca bir çırpıda bitiyor.


Baş karakterimiz Letta, masum ve utangaç bir kişiliğe sahipti. En azından başlarda öyleydi :D O yüzden onun hakkında kötü bir şey söyleyemem. Saf kalpli ve sürekli çevresini düşünen birini kim sevmez ki? Bunun dışında kötü ve iyi karakterler vardı. Tıpkı masallardaki gibi iyiler çok iyi, kötülerse çok kötüydü. Bu iki taraf arasındaki mücadeleyi okumak zevkliydi.

Kitabın sonu aslında güzeldi. Son sayfalara doğru heyecan doruklara ulaştı. Ancak yazar son bir 20 sayfa daha yazıp her şeyi yoluna koysaydı daha çok sevecektim. Sanki son sayfaları kayıp gibiydi. Daha fazlasını bekledim. Kitabın en büyük eksik yönü buydu. Bunun dışında sevmediğim pek bir şey yoktu.

Yazarın yaratmış olduğu distopik dünyayı beğendim. Çok karışık bir sistemi yoktu. Basit ve anlaşılırdı. Yazarın kendisi de sanırım bu açıdan okuyucuyu sıkmamak adına yarattığı dünya ile ilgili çok fazla bilgi veriyordu. "Siz konuya odaklanın, yeter." der gibi :D E napalım? Biz de konuya odaklandık. O taraflarını pek düşünmemeye koyulduk.

Kitabın aynı zamanda White Raven Ödülü ve İrlanda Yılın Kitabı Ödül Adayı gibi birçok başarısı da mevcut.

"Çevre duyarlılığına sahip, ahlaki bir duruş sergileyen gerilim dolu bir bilim kurgu." - The Bulletin of the Center for Children's Books

Kitap birkaç açıdan eksik olsa da beğendim. Küçükten büyüğe herkesin okuyabileceği bir roman. Eğer bu tarz seviyorsanız tavsiye ederim.

Kitaba puanım 7

KONUSU:

Dünyadaki son güvenli yerlerden biri olan Ark şehrindeki insanlar, güvenliği açısından 500 kelimeyle sınırlı bir listeye göre konuşmak zorundadır. Baş karakterimiz Letta hariç.

Kelime ustasının çırağı olan Letta, tüm kelimeleri yazıp okuyabilme ayrıcalığına sahiptir. Bir gün Letta'nın ustası ortadan kaybolunca Ark'ın yöneticisi John Noa, Letta'dan kelime ustası olmasını ve listedeki kelimelerin sayısını azaltmasını ister. Ne yapacağını bilemeyen Letta içten içe özgürlük için yanıp tutuşmaktadır.


Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Küçük Ama Büyük Yalanlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Dün Bugün Yarın kitap yorumu için BURAYA


Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

ÖLENE DEK BERABERİZ KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Ölene Dek Beraberiz
Özgün Adı: Till Death
Yazarı: Jennifer L. Armentrout
Yayınevi: Dex Plus

Uzun zamandır okumadığım psikolojik gerilim, polisiye tarzı kitaplara olan açlığımı Ölene Dek Beraberiz sayesinde dindirdim. Kitaba beklentisiz bir şekilde, konusunu, tarzını bilmeden başladım. Hikaye beni aldı ve bambaşka yerlere götürdü. Kitaptaki o gerilimi iliklerime kadar hissettim. Tüm yaşananlar zihnimde bir bir canlandı. Kitaptaki betimlemeler üst düzeydeydi.

Kitabın kapağına bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Konuyla çok alakalı bir görünümü var. Bunun yanı sıra kitabı okumamış olan birini bile rahatça cezbedebilir ve onda merak uyandırabilir. Siyah ve beyazın arasından sızan kan kırmızısı kapağa renk vermiş.

Kitapta en sevdiğim unsurlardan bir tanesi yazar her bölümün sonuna bir bomba saklamış. Her bölüm sonunda bunu nasıl yapabiliyor diye şaşırdım. Kitabı elimden bırakmak için genelde bölüm sonlarını beklerim. Bölüm bittikten sonra da kitabı okumayı keserim. Ama bu kitapta bunu yapamadım. Bölümü bitirdiğimde ağzımın açık kaldığı zamanlar oldu ve direkt diğer bölüme başladım. Yoksa meraktan ölürdüm herhalde.

Kitaba başladığımda her kitapta olduğu gibi bir alışma süreci vardır. Bu kitaptaki alışma sürecini geçtiğinizde eminim çok fazla keyif almaya başlayacaksınız. Kitabın tansiyonu ilk bölümden son bölüme kadar bir an olsun düşmüyordu. Sürekli olarak yeni bir olay gelişiyor ve okuyucuda merak uyandırıyordu.

Bölüm aralarında ara ara katilin gözünden birkaç kesit verilmişti. O bölümleri okurken çıldırdım adete. "Kimsin sen? Kimsin sen?" diye sayfaları çeviriyordum. Böyle kitaplarda kimseye güvenmem ben. Herkese katil gözüyle bakarım. Kimi zaman baş karakter bile şüphelilerim arasına giriyor. Bu kitapta da katilden şüphelenmiştim ama o olacağına ihtimal vermemiştim. Yazar bir ters köşe yaparak beni şoka uğrattı. Katili öğrendiğimiz kısımda tüylerim diken diken oldu.


Bunların dışında baş karakter ve yan karakterlerde pek bir sıkıntı yoktu. Genel olarak hepsini sevdim ama baş karakterin "Her şey benim yüzümden. Her şeye ben sebep oldum." naraları bir zaman sonra sıkmaya başladı. O öyle yaptıkça çevresindeki insanlar da "Hayır seninle bir alakası yok!" moduna geçiyordu. Bu birkaç kez tekrarlanınca kabak tadı vermeye başladı.

Kitabın akıcılığı mükemmeldi. Zaten dediğim gibi elinize alır almaz bitirmek isteyeceksiniz. Merak sizi kemirecek. Bölüm sonlarındaki bombalar yüzünden de elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.



Kitabı ben çok severek okudum ve hiç sıkılmadım. Psikolojik gerilim, polisiye, suç türünde favorilerim arasına girdi bile. Eğer bu tarz kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız hiç düşünmeden okumanızı öneririm.

Kitaba puanım 9

KONUSU:

10 yıl önce Damat isimli bir katil tarafından kaçırılan Sasha, kaçırılan kızlar arasında sağ kalıp kurtulan tek kişidir. Kurtulur kurtulmaz yaşadığı kasabayı terk eder ve koskoca bir hayatı ardında bırakır. Bu olaylardan 10 yıl sonra cesaretini toplayarak annesinin yanına yani kasabaya geri döner.

Sasha'nın geri dönmesi ile kadın cinayetleri tekrar baş göstermeye başlar. Sasha'ya savrulan tehditler ise tüm okların onun üzerine dönmesine neden olur.


Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Küçük Ama Büyük Yalanlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Dün Bugün Yarın kitap yorumu için BURAYA


Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

BİN ÖMRÜM OLSA KİTAP YORUMU



Kitap Adı: Bin Ömrüm Olsa
Özgün Adı: Once In Every Life
Yazarı: Kristin Hannah
Yayınevi: Pegasus


Daha önce Bülbül ve Eğer İnanırsan kitaplarını okuduğum Kristin Hannah'nın son çıkan kitabı Bin Ömrüm Olsa'yı bitirdim. Hannah, bu kitabı 1992 yılında yazmış ve yayımlamış olmasına rağmen 2018 yılında Türkçe'ye çevrildi. Bunu bilmeseydim kitabın bu kadar zaman önce yazıldığı aklımın ucundan bile geçmezdi.

Bin Ömrüm Olsa'da Kristin Hannah'nın diğer kitaplarından farklı olan bir şey vardı. Zamanda yolculuk. Yani fantastik ögeler. Zamanda yolculuk kitabın asıl olayıydı ama tüm kitabı kaplamıyordu. Yani sürekli olarak zamanda yolculuktan bahsedilmiyordu. Bunu göz ardı ettiğiniz zaman gerçekten bir Kristin Hannah kitabı okuyormuş gibi hissedeceksiniz. O yüzden ben de zamanda yolculuğu dert etmeden kitaba daha çok odaklandım ve daha fazla keyif aldım.



Başkarakterimiz Tess çok çok pozitif bir karakterdi. Yaptığı her davranış iyiye işaretti. Bu konuda kitabın birkaç yerde kendini tekrar ettiğini de söylemeden geçemeyeceğim. Tess karakterinin çabaları bir zaman sonra cevap alamayınca sıktı. Daha fazla cevap alamasaydı "Aaa yeter artık! Bu ne naz?" deyip kitabı elimden bırakacaktım. Çok şükür bu olmadı.

Kitabın dili akıcıydı. Yazarın kalemi çok güzeldi. Çeviride de hatalar yoktu. Bu yüzden hızla okunabilir bir kitap.

Ancak şöyle bir şey var ki yazarın okuduğum diğer iki kitabını çok daha sevmiştim. O yüzden bu biraz onların altında kaldı gibi. Ancak yine de kendi kulvarında güzel bir kitap. Sadece Kristin Hannah kitaplarının arasında sıyrılamayacağını düşünüyorum.



KONUSU:

Tess Gregory, 1993 yılında kanser araştırmaları yapan bir bilim insanıdır. Küçükken geçirdiği bir rahatsızlık nedeni ile duyma yetisini kaybetmiştir. Tess'in hayatta aradığı en önemli şeylerden birisi doğru insanı bulabilmektir. Ancak bir gün iş çıkışı üzerine doğru gelen arabayı fark etmeyince hayata gözlerini yumar.

Tekrar açtığında ise 1873 yılında farklı bir bedende bulur kendisini. Artık kulakları duyuyordur. Doğum sırasında ölen bir kadının bedenine geçen Tess'in artık 3 çocuğu ve bir kocası vardır. 

Tess'in tüm bunlarla mücadele ediş biçimi keyif vericiydi.

Kitaba puanım 7


Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Replika kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bülbül kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eğer İnanırsan kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Tek Kişilik Paris Seyahati kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.Tut Ki Seni Seviyorum kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

Hakkımda

Selam, ben Emirhan! Blogumla tanıştın mı? Burası benim kitap eleştirileri, dizi/film önerileri yaptığım, yeri geldiğinde ise bazı konularda fikirlerimi sunduğum bir blog. Bloguma göz atmaya hazır mısın?

Blogu Takip Et (Yeni)

Blogumda Ara

Instagram Hesabım

Etiketler

Haveyoumetmyblog

Translate

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *