.

ATİYE DİZİ YORUMU


Dizi Adı: Atiye
Türü: Aksiyon-Gerilim
Dili: Türkçe

Netflix'in ikinci Türk dizisi Atiye'yi az önce bitirdim. Diziye başlarken olumlu veya olumsuz hiçbir beklentim yoktu. Beğenmemin en büyük nedenlerinden biri buydu. Düşündüğümün çok üzerinde çıktı. Dizinin ve karakterin sahip olduğu bir spiritüellik vardı. Aynı zamanda mistik ögeler de barındırıyordu.

İlk ve sonraki birkaç bölümü izlediğimde gerildim. Dizideki kasvetli havanın buna çok büyük bir etkisi var. Atiye ile izleyicinin ortak bir paydada buluştuğunu düşünüyorum. Atiye de bizim gibi hayatında meydana gelen büyük değişimlere çok yabancı. O da bizim gibi neler olduğunu çözmeye çalışıyor. Biz de Atiye gibi gizemli perdeleri tek tek aralıyoruz.

Atiye'nin babası hariç oyunculuklar çok iyiydi. İşleyiş merak uyandırıcıydı. Bir bölümü bitirdiğimde hemen diğer bölüme geçme isteği uyandırdı. Zaten bir gün içerisinde de bitti. Tadı damağımda kaldı.

Sezon finali bölümü fazlasıyla vurucuydu. İkinci sezonu görmek için sabırsızlanıyorum. Dizi Dünya Uyanıyor isimli bir kitaptan uyarlanmış. Kitabı da çok merak ediyorum. Yakın zamanda alıp okumayı düşünüyorum.

Dizide beni rahatsız eden tek kısım tesadüflerin fazlasıyla yer almasıydı. Tamam, dizide normal giden bir şey zaten yok ama o arının da gelip oraya konması falan hiç olmamıştı. Tesadüflere daha az yer verilseydi daha inandırıcı olurdu.

Favori bölümüm 5. bölümdü. Bir diğer sezonu merakla bekliyorum. Siz de mutlaka bir şans verip izleyin.


Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

THE BOOK OF M KİTAP YORUMU


Kitap Adı: The Book Of M
Özgün Adı: The Book Of M
Yazarı: Peng Sheperd
Yayınevi: Ephesus

Türkiye'de çıktığı günden beri büyük bir sükse yaratmış, herkesin yorumunu merakla beklediği kitap The Book Of M. Kitabın içeriğine geçmeden önce biraz tasarımına övgüler yağdırmak istiyorum. Kitabın yurt dışında 2 farklı baskısı var. Türkiye'de ise bu iki baskı tek bir kitapta birleştirilmiş. Kitabın şömizine baktığımızda mavi bir gökyüzü görüyoruz. Orijinal kapağın kullanılmasını sevdim. Çünkü kitapta farklı bir hava uyandırıyor. İç cildine baktığımızda ise Kırmızı yazı ile yazılmış The Book Of M yazısını görüyoruz. Hangi kapağı daha çok beğendiğime karar veremeyeceğim sanırım. Her ikisi de şahane.

Kitabın isminin orijinal hali ile kalması fikrini de sevdim. Baktığınız zaman evet, Türkçeye çevrilebilirdi. Ama bu kitapta nedense eğreti durmamış gibi hissediyorum. Gözüme batmadı ve bence hoş da duruyor.


Şimdi gel gelelim kitabımızın içeriğine. Eğer konusunu okuduysanız ne kadar merak uyandırıcı olduğunu fark etmişsinizdir. Kitabın ön okuması bana geldiğinde devamını okumak için çıldırdım. Çünkü giriş kısmı çok vurucu ve sürükleyiciydi. İnsanların gölgelerini kaybetmesi fikri daha önce hiç aklıma gelmemişti. Ve gölgelerini kaybetmeleri ile birlikte her şeyi unutmaya başlıyorlardı. İlk önce anıları, daha sonra isimleri ve kavramları. Zaman geçtikçe daha fazla şey unutmaya başlıyorlardı. Ve dünyadaki insanların çoğu çoktan gölgesini kaybetmişti bile. Bu durumda hayatta kalmaya çalışmak ve sevdiklerinin seni hatırlayacağını ummak nasıl bir his uyandırırdı tahmin edemiyorum. Tüm bu olayların nasıl sonuçlanacağını çok merak ettim okurken.


Beni tanıyanlar dünyanın sonunun geldiği, hayatta kalmalı veya kıyamet temalı kitapları, dizi ve filmleri ne kadar sevdiğimi bilir. The Book Of M de onlardan biriydi. İçerisinde bir hayatta kalma savaşı vardı. Dünya artık eskisi gibi değildi. Yeni bir düzen kurulmuştu. Yiyecek bulmaya çalışmak ve barınmak artık çok zordu.

Kitabımız akıcıydı. Ancak orta kısımlara doğru biraz durağan ilerledi. Böyle olunca ben daha fazla sabırsızlanmaya başladım. Dili yalındı diyemeyeceğim. Zor bir dili vardı, biraz ağırdı ama bu da bu kitabı diğer fantastik türlerden ayıran en belirgin özellik olarak sayılabilir sanırım. 

  
Kitap birkaç kişinin bakış açısı ile anlatılıyordu. Her birinin bölümleri çok heyecanlı ilerliyordu. Ana karakterlerimizi ise sevdim. Bunun dışında kitabın sonu da çok güzel bir şekilde bitti. Beni tatmin etti sayılır. Sadece yazarın tüm bunların nedenini açıklamasını beklerdim. Belirsizliği sevmedim. Daha önce Kafes kitabını okuduğumda da aynı duyguyu hissetmiştim. Kitabı çok sevmiştim ancak belirsizlik hoşuma gitmemişti. Bu kısım Book Of M'e eklenebilirdi. Bence Kafes gibi The Book Of M de adını çok fazla duyurursa yakında bu kitabın filmini de izleyebiliriz.

Kısacası kitap hak ettiği ilgiyi fazlası ile görüyor. Eğer almayı düşünüyorsanız ve bekletiyorsanız en kısa zamanda alıp okumanızı, benim tattığım duygulara nail olmanızı isterim.

Kitaba puanım 9


Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Genç Elitler kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz. 
Gül Cemiyeti kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Gece Yıldızı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kaplumbağa Kabuğunda Dünya kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

ASİ KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Asi
Özgün Adı: Rebel
Yazarı: Marie Lu
Yayınevi: Epsilon


Ben yıllar öncesinde seri 3 kitapta son buldu diye düşünürken meğer Marie Lu dördüncü bir kitabı yazmanın hayalini kuruyormuş. Serinin son kitabı Şampiyon’u yazdıktan sonra dördüncü kitabın temellerini kafasında oturtmuş ancak bu sırada başka kitaplar yazmaya vermiş kendini.

Ben diğer herkesten bağımsız olarak 4. kitabın çıktığını öğrenince büyük bir sevinç yaşadım. Çünkü Marie Lu’nun kaleminden kötü bir şey çıkacağına inanmıyordum.

Asi, tüm olayların 10 yıl sonrasını anlatıyor. Day ve June artık 17 yaşında genç bir çocuk değil, 30’larına yaklaşmakta olan iki yetişkin. Siz de seriyi bitirdikten sonra bir şeylerin yarım kaldığını hissetmişsinizdir. Eğer bu yarım kalmışlığı tamamlamak istiyorsanız Asi’yi okumanızı öneririm. Beklediğimiz her şey bu kitapta gerçekleşiyor.

  

Asi’de Day ve June’un ön planla olmasından ziyade Day’in küçük kardeşi Eden ön plandaydı. Eden beni ilk sayfalarda fazlasıyla rahatsız etse de kendine çeki düzen verdi ve kendini sevdirdi.

Kitap akıcıydı. Marie Lu’nun yazdığı ne akıcı olmayabilir ki? Ben sevdim ama sanki bu kitabı Efsane serisinden ayrı bir şekilde düşünmek istiyorum gibi hissediyorum.

Kitapla ilgili düşüncelerim böyle şekillendi. Umarım siz de benin hissettiklerimi hisseder ve seversiniz.

Kitaba puanım 7

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

KAHİN'İN PEŞİNDE KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Kahin'in Peşinde
Özgün Adı: Miss Mayhem
Yazarı: Rachel Hawkins
Yayınevi: Epsilon

Kılıçlar Ve İnciler Serisi'nin ikinci kitabı Kahin'in Peşinde'yi bitirdim. İlk kitabı çok keyif alarak okumuştum. Beni içerisine çeken bir hikaye vardı. Karakterler ve olay örgüsünü sevmiştim. Bu yüzden de serinin ikinci kitabını da okumaya karar verdim. Ayrıca ilk kitabın sonu çok heyecanlı bitmişti. İster istemez neler olduğunu merak ederek ikinci kitaba başladım.

İkinci kitap da yine ilk kitap kadar akıcı bir dile sahipti. 250 sayfa olması müsebbibiyle sıkılmadan ve yorulmadan bitirdim. Genellikle serilerin ikinci kitapları biraz daha durgun olur. Bu seride de aynı durum geçerliydi. Kahin'in Peşinde, Kılıçlar Ve İnciler'den daha durgun ilerliyordu. Bu kitapta karakterleri daha iyi tanıma olanağımız vardı. Olaylar biraz sönük kaldı ancak yine de kendini okutturdu.


Genellikle yayınevleri seri kitapları çıkarırken araya 1 sene, 2 sene hatta 3 sene gibi bir zaman dilimi koymayı sever. Bense çoğu zaman bir diğer kitap çıkana kadar okumuş olduğum ilk kitabı unuturum. Ama Epsilon Yayınevi çok fazla bekletmeden birkaç ay içerisinde serinin devam kitabını çıkardı. Hatta ben Kahin'in Peşinde'yi okurken serinin 3. ve son kitabının da yakın zamanda çıkacağının haberi verildi.

  

Kahin'in Peşinde yine ilk kitapta olduğu gibi heyecanlı bir şekilde bitti. Bu yüzden son kitabın çıkmasını dört gözle bekliyorum ve çıkar çıkmaz da okumayı planlıyorum.

Kitaba puanım 8

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Kılıçlar Ve İnciler kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Paket kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.

  •  
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

BİR KEZ DAHA DÜNYA KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Bir Kez Daha Dünya
Yazarı: Berkant Kıray
Yayınevi: İkinci Adam

Kitabı elime alıp okumaya karar verdiğimde daha önce kitapla ilgili bir yorum okumadığımdan ve fikrim olmadığından bir beklenti içerisinde değildim. Ancak ilk sayfayı okuduğumda beklentim bir anda yükseldi. Mükemmel bir giriş sayfasıydı. Her bakımdan ilgi çekiyordu ve devamını merak ettiren nitelikteydi. Ben de ilk sayfada yazanların ilginçliğini bir kenara bırakarak okumaya devam ettim.

İlerleyen sayfalarda olay daha da ilginç bir hal alıyordu. Bu merak, kitaba devam etmemi sağladı. Kitap 55 sayfadan oluşuyor. Bu 55 sayfayı da neler olduğunu anlamaya çalışarak okudum.

Kitap kısa olduğu için akıcıydı demiyorum, gerçekten akıcı bir dile sahip olduğu için akıcıydı. Sayfalar gözlerimin önünden kayıp gitti. Bir de baktım ki çoktan bitmiş bile. Okurken bir an olsun göz devirdiğim bir kısım yoktu. Buna fırsat bulamadan kitabı bitirdim. Bitirdiğimde ise keşke daha uzun olsaydı diye de düşündüm. Kendimi okumaya kaptırınca çabucak bitirebileceğimi unutmuşum. 

Kitabın kapağından bahsetmem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü okumaya başlamadan önce anlam verememiştim. Ancak okuduktan sonra da bu kapağın bu kitaba en uygun kapak olduğunu düşündüm. Kitabın içeriği ile bire bir uyuyor. Okuduğunuz zaman siz de kapak ve içerik arasındaki bağı kuracaksınız. 


  

Karakterlerden bahsetmem gerekirse, kitabın karakterleri çok iyi bir şekilde tanımlayacak kadar uzun olduğunu düşünmüyorum. Benim için yerinde olan da bu. Çünkü kısa bir kitapta asıl olaydan çok karakterler öne çıkmamalı. Bu kitapta da yeteri kadar her bir karaktere yer verilmişti. Aslıhan Öğretmen, Pelin, Berk, Selim...

Şimdi gel gelelim asıl olayımıza. Evet dediğim üzere kitapta ilginç bir olay var. Ben bu olayın nedenini sorgularken yazar yer yer aslında bana ip uçları vermiş. Kitabın son sayfalarında ise asıl meseleyi açıklığa kavuşturmuş. Ana tema son sayfalara doğru oluşuyor. Yani kitabın amacı, size vermek istediği ders ve altında yatan önemli mesajları bu kısımda öğreniyorsunuz. Sırf bu mesajlara ulaşabilesiniz diye de okumanızı öneriyorum.

Kitapta bahsettiğim ilginç unsur aslında araç olarak kullanılmış. Amaç ise size vermek istediği mesaj.



Kitapla ilgili söylediklerimi özetlemem gerekirse, akıcı, merak uyandırıcı, ilginç, kısa ve öğüt verici. Ben okurken neler hissettiğimi sizlere bahsettim. Okuyup bir şans vermenizi öneriyorum. Umarım siz de benim kadar keyif alır ve kitabı anlamlandırabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar :)

Kitaba puanım 10

KONUSU:

60 yaşını aşkın 2 çocuk sahibi Aslıhan Öğretmen, pazartesi sabahı kalp krizi nedeniyle hayata gözlerini yumar. Düzenlenen cenaze töreninden sonra okulda hayat normale dönmeye başlar. Ancak Aslıhan Öğretmen öldükten 2 gün sonra matematik dersi verdiği sınıfa girer ve ders anlatmaya başlar. Sınıf ise şaşkına dönmüş bir vaziyette Aslıhan Öğretmen'in nasıl tekrar dünyaya geldiğini sorgular.

Kitabı satın almak için TIKLAYABİLİRSİNİZ.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

ÇİKOLATACA KONUŞUR MUSUN? KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Çikolataca Konuşur Musun?
Özgün Adı: Do You Speak Chocolate?
Yazarı: Cas Lester
Yayınevi: Genç Timaş


Çok etkileyiciydi. 240 sayfayı okuduğum süre boyunca güldüğüm, sevindiğim, duygulandığım, ağladığım ve diğer birçok duyguyu yaşadığım sahneler oldu. Kitaba başlarken bunların hiçbirini beklemiyordum. O yüzden beklentimin fazlaca üzerinde çıktı. Bitirdikten sonra "İyi ki okumuşum." dedim.

Elime alır almaz nasıl oldu bilmiyorum ama beni birden içerisine çekti. Sanki kitaptaki karakterlerin hepsini başka bir kitaptan tanıyormuşum gibi hissettim. 10. sayfada bile kitabın içerisine rahatlıkla girebildim. Başladıktan sonra zaten elimden bırakmam mümkün olmadı. Bir çırpıda okumayı bitirdim.

  

Çikolataca Konuşur Musun, çok güzel konulara temas ediyordu. Sıcacık bir hikayeydi. Aslında çoğumuza örnek olabilecek noktalar da barındırıyordu. Dünyanın en fazla mülteci ve göçmen kabul eden ülkelerinden biri olarak bu kitap bence herkes tarafından okunmalı. Gözünüz kapalı alıp okuyabileceğiniz bir kitap. Kesinlikle öneriyorum.

Kitap hakkında söyleyebileceğim başka bir şey yok. Sadece söyleyeceğim şey okuduktan sonra ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz. Eğer önerim ile alır da okursanız lütfen benimle yorumlarınızı paylaşın.



Kitaba puanım 10

KONUSU:

Okulun yeni öğrencisi Nadima sınıflarına geldiğinde Jaz çok sevinmişti. En sonunda bir sıra arkadaşı olacaktı. Tek sorun Nadima'nın tek kelime bile İngilizce konuşamamasıydı. Nadima Suriye göçmeniydi.



Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Paket kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

DANİMARKALI KIZ KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Danimarkalı Kız
Özgün Adı:The Danish Girl
Yazarı: David Ebershoff
Yayınevi: Pegasus


Gerçek olaylara dayanan kitaplar ve filmler beni olduğundan daha fazla etkiliyor. Danimarkalı Kız da yaşanmış bir olaya dayandığı için okuduğum her satırın gerçeklikle olan bağlantısını kurmaya çalıştım. Birkaç arkadaşım bana kitabın filminden bahsedince konusu ilgimi çekti ve ben de filmini izlemeden önce kitabını okumaya karar verdim.

Kitap, oldukça hızlı başladı. İlk sayfalarında yazar direkt konuya girmeyi tercih etmiş. Ben de haliyle merak ederek okumaya başladım. İlerleyen sayfalarda olaylar geliştikçe şaşırmaya başladım. Kitabı şaşkınlıkla okudum desem yeridir. Ancak kitabın ortalarında bir durağanlık vardı. Yavaş ilerlemeye başladı. Aynı zamanda geçmişi de anlatıyordu. Diyaloglar azaldıkça ve karakterlerin düşünceleri arttıkça bir miktar sıkıldım. Ama gelişmelerin olduğu kısımlar kusursuzdu ve çok heyecanlıydı.


Kitapta dünyada ilk kez cinsiyet değiştiren bir insan anlatılıyor. Onun yaşadıklarına şahit olmak ve okumak çok güzel bir histi. Bir insanın 6 yıl içerisindeki değişimi mükemmel bir şekilde yansıtılmıştı. Bu kitapta verilen mesajlardan bir tanesi de eşcinsel olmanın seçim değil doğuştan gelen bir güdü olmasıydı. Baş karakterimiz zaten bunu çok güzel bir şekilde anlatmıştı. Kendine Lili adını veren karakterimiz gece rüyalarında bile Lili olduğunu, Lili'nin son zamanlarda değil, her zaman içerisinde bir yerde olduğunu ancak son zamanlarda ortaya çıktığından bahsediyordu. 

  

Kitabı bitirdikten sonra hemen filmini de izledim. Kitabı okumadan direkt olarak filmi izleseydim eğer kesinlikle çok beğenirdim. Çünkü filmin bazı eksiklikleri olduğunu fark ettim. Kitaptaki en önemli olayın filmde olmaması zaten başlı başına bir yıkımdı. Bunun yanı sıra filmde karakterimizin cinsiyet değiştirme süreci çok kısa gibi yansıtılmıştı. Ama kitapta bunun 6 yılı kapsadığını görüyoruz.

Yine de dediğim gibi film de çok başarılı idi. İlk çıktığı zaman 2015 ve 2016 yıllarında Oscar da dahil birçok ödüle aday oldu. O yüzden kitabı okumanızı kesinlikle öneriyorum. Kitabı okumasanız bile mutlaka filmi izlemeniz gerektiğini düşünüyorum.


Kitaba puanım 8

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Paket kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Gazap Ve Şafak kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Wonder Woman: Savaşgetiren kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Warcross kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Wildcard kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Genç Elitler kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Illuminae kitap yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.


Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

HUSH HUSH SERİSİ YORUM (FISILTI ÇIĞLIK SESSİZLİK FİNAL)


Kitap Adı: Fısıltı-Çığlık-Sessizlik-Final
Özgün Adı: Hush Hush-Crescendo-Silence-Finale
Yazarı: Becca Fitzpatrick
Yayınevi: Pegasus

FISILTI KİTAP YORUMU


Kitap okuyan insana sorarlar “Hush Hush Serisi’ni okudun mu?”
Kitap okuyan insan da yanıt verir “Hayır okumadım.”
“Yaa nasıl okumazsın? Bir an önce oku!”

Bir süre öncesine kadar bu diyalogtaki kitap okuyan ve Hush Hush Serisi’ni okumamış olan insan bendim. Ben de 19 yaşına gelmiş ve Hush Hush’ı okumamış olmamak için üstün öneriler üzerine seriyi edindim. Kitaplardan hiçbir beklentim yoktu açıkçası. Kovulmuş Melekler falan bana biraz fazla geliyordu. Kitabı okumaya başladığımda harika bir akıcılığa sahip olduğunu fark ettim. Ancak okudukça bana başka bir seriyi hatırlatıyordu. O seri de Alacakaranlık Serisi. Olaylar aynı şekilde gelişiyor, her şeyden bi haber olan kızımız, karşısında ise tehlikeli bir vampir yerine tehlikeli bir melek var. Hush Hush Serisi’nin daha sonra yazıldığını öğrendim. Ancak her iki seri de başka serilere ilham olan serilerden.

Normalde Fısıltı bu dönemde yazılmış olsaydı beğenmeyebilirdim ancak o döneme göre değerlendirdiğimde insanların neden bu seriyi yücelttiğini anlıyorum. O dönemde çok da fazla örneği olmadığı ve özgün olduğu için kesinlikle mükemmel bir kitap sayılabilir. Olayların içerisine girdikçe giresim geldi. Tüm karakterler çok güzel oturmuştu. Kitap boyunca şaşırdığım çok fazla olay yaşandı. Sonu ise beni benden aldı.
İlk kitap bir gün içerisinde bitti. Aralıksız okudum ve Fısıltı’yı bitirdiğimde Çığlık’a başlamak için sabırsızlanıyordum.

Fazlasıyla severek okuduğum bir giriş kitabı oldu. Unutulmayacak seriler arasında da yerini aldı. Her zaman ben kitap önerecek değilim, bu sefer de bu seriyi bana önerenlere ben teşekkür ediyorum :) Eğer hala okumadıysanız bence bir heves ile seriye başlamalısınız.

ÇIĞLIK KİTAP YORUMU


Hush Hush serisinin ikinci kitabı Çığlık’ı çığlıklar atarak okudum. Çünkü kız karakter beni çileden çıkardı. Bu hayatta en sevmediğim insan tiplerinden birisi iyiyken seninle çok iyi olan ama aranız açılınca senin zayıf noktalarını bilip onlarla seni yaralayan ve diline dur diyemeyen tip. Kız karakterimizin tanımı ancak bu şekilde yapılabilirdi. Patch ile yaşadığı kavgalarda haklı olsa bile bu yaptıkları yüzünden aşırı sinirlendim. Bir de yaptıkları yüzünden pişman oluyor, bu güzel bir şey. Ama daha sonra bu olayı tekrarlıyor ve karşısındakinin kalbini yine kırıyor. Bu gelgitler beni deli ediyordu okurken.

Deli olurken bir yandan okumaya devam ediyordum. Her ne kadar sevmediğim sahneler olsa da bu kitapta yine bir günde bitti. Serinin en kötü kitabı Çığlık’tı diyebilirim. Ancak yine de diğer fantastik serilerle karşılaştırdığımda üst düzeydeydi. Seri ile ilgili bazı yorumları okuduğumda çoğu kişinin ikinci kitabı okuduktan sonra seriye devam etmediğini hatta ikinci kitabı yarım bıraktığını gördüm. Ama siz siz olun yarım bırakmayın. Çünkü üçüncü ve dördüncü kitap serinin zirvesi. Kesinlikle pişman olacağınızı düşünmüyorum.

Yine akıcı bir kitaptı. Her ne kadar kız karakterle çatışmalar yaşamış olsam da seriye devam etmeme engel değildi. Ve ben de üçüncü kitaba başladım. İkinci kitap bana göre ilk kitabın altında kaldı. Ama ilerleyen kitaplarda olayların ne kadar ilerleyeceğini göreceksiniz.

SESSİZLİK KİTAP YORUMU


Hush Hush serisinin üçüncü kitabı Sessizlik de serinin diğer kitapları gibi bir gün içerisinde bitti. Müthiş bir akıcılığa sahipti. Sayfalar gözümün önünden adeta kayıp gitti. 400 küsür sayfa olmasına rağmen beni okurken hiç yormadı. Serinin ilk iki kitabıyla karşılaştırdığımda aralarında kesinlikle en iyisi Sessizlik’ti. Hele ki Çığlık’ı okurken yaşadığım sinir krizlerini düşünürsek Çığlık’tan kat be kat daha iyiydi.

Kız karakterimizin yine başına buyruk hareketleri vardı. Örneğin yeryüzünde kovulmuş meleklerin olduğuna inanıyorsun. Tüm bu olayların içerisindesin ama en küçük bi olayda 911’i arayıp duruyorsun! Polis senin düşmüş melekle arandaki sorunu nasıl çözebilir? Anlatsana bana Nora. Üç kitaptır buna alıştım artık daha fazla laf etmeyeceğim. Kitaba yeni giren karakterler oldu. Bu olay örgüsünün daha da geniş bir çembere yayılmasına sebep oldu. Olaylar git gide büyüdü ve içinden çıkılamaz bir hal aldı. Ben de bunu okurken tabii ki zevkten dört köşe oldum. O kadar güzel ve beklediğim gibi ilerliyordu.

Sonu ise yine beni benden aldı. Yazar her kitabın sonunu çok heyecanlı bırakmayı çok iyi başarıyor. Bu kitabın sonunda da bir sürü olay yaşandı ve ben serinin son kitabına bir an önce başlamak istedim.

İlk kitabın yorumunda da bahsettiğim gibi ben seriyi ilk çıktığı döneme göre değerlendiriyorum. O dönemler bu tarzda çok az seri olduğu için hatrı sayılır bir kitle tarafından okuyup beğenilmişti. Hush Hush serisinin üzerine daha nice seriler yazıldı. Ama onların hiçbiri yokken Hush Hush vardı. O yüzden bazı şeyler bana şu anda klişe gelse de o dönemde bunların klişe olmadığını biliyorum ve ona göre değerlendiriyorum. Serinin Final kitabındaki yorumumla görüşmek üzere.

FİNAL KİTAP YORUMU


Hush Hush serisinin son kitabı Final, gerçekten de finale yaraşır bir biçimdeydi. Tüm olayların önce birbirine girip arap saçına dönmesi, ardından her şeyin bir sonuca varması beni huzura erdirdi.

Seriye veda ettiğim için üzgünüm. Hatta kitabı okurken de bitsin istemiyordum. Seriyi bitirmem toplamda 5 gün sürdü. 5 gün boyunca o dünyaya kendimi öyle bir kaptırdım ki ardından başka bir kitap okuyamayacağım sandım. Tüm karakterlere çok fazla alışmıştım ve bir daha okuyamayacak olmak üzücüydü.

Sessizlik yorumumda Sessizlik’in ilk üç kitap arasında en iyisi olduğundan bahsetmiştim. Final’i okuduktan sonra serinin en iyi kitabının Final olduğuna kanaat getirdim. Serinin en kötü kitabı da herkesin bildiği gibi Çığlık’tı.

Bir kitap içerisinde ne kadar fazla olay yaşanabilirse Final’de de o kadar fazla olay yaşanıyordu. Ama bu olayların hiçbiri kafa karıştırıcı ve anlamayı zorlaştıracak yönde değildi. Aksine her şey açık ve netti.

Kız karakterimiz Nora’ya bakıyorum. Her ne kadar ikinci kitapta beni delirtmiş olsa da Final kitabında ulaştığı güç beni şaşkınlığa uğrattı. İlk önce Fısıltı’yı ele alıyorum. Liseye giden herkes gibi bir kız. Şimdi ise Final’i ele alıyorum. Güç sahibi, belirli bir konuma gelmiş, hayatı sonsuza dek değişmiş birisi. İlk kitaptaki Nora ile son kitaptaki Nora arasında dağlar kadar fark var. Biz de 4 kitap boyunca bu fark nasıl oluştu, Nora neler yaşadı bunları görüyoruz.
Final’i okuduktan sonra bir kez daha “İyi ki bu seriyi okumuşum.” dedim. Gerçekten çok fazla keyif aldım ve bitmesin istedim. Sanki kitap okumuyormuşum da film izliyormuşum gibi hissettim. Asla beni yormadı. Kitabı okurken sanki karakterler sayfalar arasında tüm olayı döndürüyordu ve ben de izliyordum. Hissettiğim tam olarak bu.

Kitabın sonuna da bayıldım. Gerçekten çok güzel ve açık bitti. Bir seriden ne istiyorsam bana verdi. Dediğim gibi klişeleri yine göz ardı ederek yorumumu yapıyorum. 
Sonuç olarak okumanızı şiddetle önerdiğim bir seri Hush Hush.


Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)

Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

KILIÇLAR VE İNCİLER KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Kılıçlar Ve İnciler
Özgün Adı: Rebel Belle
Yazarı: Rachel Hawkins
Yayınevi: Epsilon


Her şeyden önce biraz kitabın kapağından bahsetmek istiyorum. Renkleri ile, tasarımı ile göz kamaştırıyor. Kitabın orijinal kapağına da göz attım ancak Epsilon Yayınevi'nin basmış olduğu kapak çok daha güzel. Bir de iç tasarımı var. O da en az dış kapak kadar dikkat çekici.

Gel gelelim kitabımıza. Konusunu okuduğumda aslında ilgimi çekmeyi başarmıştı. Biraz merak vadediyordu. İçerisini de inceledikten sonra okumaya başladım. Yazarımız hiçbir konuyu ve olayı dolandırmadan kitaba dank diye başladı (En sevdiğim). Birden kendimi kitabın ilk sayfalarında şoklar yaşarken buldum. Çünkü okuduğum hiçbir şey mantıklı gelmiyordu. Baş karakterimizin başına gelenler onu şaşırttığı kadar beni de şaşırtıyordu. İlk sayfalara heyecan dolu başladı. Bu yönünü çok sevdim.


İlerleyen sayfalarda biraz durağanlaşmaya başladı. Karakterimiz, lisenin ponpon kızı iken birden süper güçleri olan birine dönüştü. Ancak bu dönüşüm karakterimizi pek de şaşırtmış gibi görünmüyordu. Tek eğreti duran kısım burasıydı. Hiçbir şekilde şaşırmaması, buna çok kolay adapte olması, sanki 17 yıldır bir özel gücün gelip onu bulmasını bekliyor gibiydi. Kitap biraz daha uzatılarak bu kısımlara yoğunlaşılabilirdi.

Kılıçlar Ve İnciler, yazarın dili itibari ile akıcıydı. Hani elinize aldığınızda hemencecik biten, sizi yormayan çerezlik kitaplar vardır ya, işte bu da onlardan biriydi. Kısa bir süre içerisinde bitirdim kitabı. Okurken de keyif aldım ve merak ederek okudum.

Baş karakterimiz Harper'ın sevdiğim ve sevmediğim özellikleri vardı. Özellikle sevdiğim özelliklerinden birisi de (Kendimle bire bir uyuşan bir özellik) asla küfür etmemesi, edenleri uyarması, bundan rahatsız olması ve kitapta kendince bu küfürleri sansürlemesiydi :) Ben de normal hayatımda asla küfre tahammülü olmayan biriyim. Ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim Harper gibi ağzımdan küfür duyamazsınız. O yüzden cansın Harper <3

  

Kitabın son sayfalarına yaklaşırken sonunun bomba gibi olacağından emindim ve gerçekten de öyle oldu. Beklemediğim bir sürü olay gerçekleşti. Bu kitaba da bu yakışırdı. İkinci kitabı aşırı merak ediyorum. Umarım Epsilon Yayınları yakın zamanda çevirir de biz de okuruz.

Dediğim gibi çerezlik bir kitaptı. Sizin de benim gibi kitabı seveceğinizi düşünüyorum. Umarım seversiniz.

Kitaba puanım 7

KONUSU:

17 yaşındaki Harper Price, okulun en başarılı öğrencisi, ponpon kızların başkanı aynı zamanda birçok kulübün de yöneticisidir. Lise balosunun olduğu gece kraliçe seçileceğinden adı kadar emindir. Gerçekten de düşündüğü gibi olur ve kraliçe Harper seçilir ancak Harper'ın sahneye çıkıp tacı almaktan çok daha önemli bir işi vardır. Kızlar tuvaletinde bir cinayete şahit olup tarih öğretmenini ayakkabısının topuğu ile öldürmek gibi. Balo gecesi yaşananlardan sonra Harper'ın hayatında çok büyük değişiklikler meydana gelir.

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Paket kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

PAKET KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Paket
Özgün Adı: Das Paket
Yazarı: Sebastian Fitzek
Yayınevi: Pegasus


Paket, Alman yazar Fitzek’ten okuduğum ilk kitap oldu. Daha önce yazarı deneyimlemiş olanlar yazarın dilini ve tarzını çok beğendiklerini söylemişlerdi. Ben de Paket kitabıyla Fitzek dünyasına adımımı attım. Ancak bu pek de hoş olmadı. Konu itibari ile çok güzel bir kitaptı. Yaratıcı bir içeriğe sahipti. Hatta çok da güzel bir şekilde başladı ancak ilerleyen sayfalarda kitaba olan hevesimi kaybettim. Duyduğum birkaç yoruma göre de Paket, yazarın diğer kitapları arasında sönük kalmış. Başladığı biçimde devam etseydi benim için çok daha heyecanla okunabilir bir kitap olacaktı. Yazarın dili konusunda bir sıkıntım yoktu. Aksine çok beğendim. Gerilim sahneleri özenle yazılmıştı. Okurken o gerilimi hissettim. Eminim diğer kitaplarında bu daha açık bir şekilde görünüyordur.


Emma karakterinin yaşadığı olaydan sonra paranoyaya kapılmasını çok normal görüyorum. Olmayan şeyleri oluyormuş gibi görmesi, herkese bir katil gözüyle bakması çok normal. Ancak kitabı Emma’nın ağzından değil ilahi bakış açısıyla okuyor olmamıza rağmen anlatılanlara inansam mı inanmasam mı sürekli bir ikilemde kaldım. “Acaba yine kendisi mi uyduruyor?” soruları çok kez yaşanan olaylara olan inancımı kaybetmeme neden oldu. Yazarın okuyucunun düşünceleri ile de oyun oynamasını sevdim.

  

Kitap aslında çok akıcıydı. Okurken sayfalar gözlerimin önünden kayıp gitti. Ancak kitabın ortalarına geldiğim kısımda biraz beni cezbetmemeye başladı. Son kısımlara doğru ise heyecan yine arttı.

Ben genelde bu tarz kitaplarda katili tahmin edemeyen kişi olurum. Her kitabın sonunda “Aa katil nasıl bu olur?” diye şaşırırım. Her kitapta olduğu gibi Paket'te de katili tahmin edemedim. Hatta öğrendiğimde şok oldum. Kitapta şöyle bir şey var. Ana karakterimiz paranoyak olduğu için herkesi katil olarak düşünüyor ve kendince fikirler öne sürerek katili bulmaya çalışıyor. Düşündüğü şeyler mantıklı gelince ben de katilin o kişi olduğuna inanıyorum. Sonra başka bir kişi hakkında başka çıkarımlarda bulunuyor. Ben yine "Aa katil nasıl bu olu?" diye şaşırıyorum. Ama katil zaten o kişi çıkmıyor. Kitabın sonuna kadar katil en az 5-6 kez değişti ve hepsinde çok şaşırdım :D Ama vurucu darbe tabii ki gerçek katili öğrendiğimiz kısımda geldi. Bu sefer katilin o olacağını hiçbir şekilde tahmin etmemiştim. Sonundaki olaylar çok zekice kurgulanmıştı. 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Kitabın ortalarında kitaba olan sempatimi tam kaybediyordum ki yazar son sayfalarda toparladı ve kitaba olan sempatimin artmasına sebep oldu.

Fitzek'le tanışmak için güzel bir kitap olduğuna inanıyorum. Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka okumayı düşünüyorum. 

Kitaba puanım 8

KONUSU:

Emma, yapmış olduğu sunumdan sonra otel odasında uyumaya çalışmaktadır. Vücuduna batan iğne ile uyuşmaya başlayan Emma başında birinin olduğunu fark eder. O kişi her kimse Emma'ya tecavüz ederek saçlarını kazır ve Emma'yı baygın bir halde dışarı bırakır. Emma uyanıp olanları anlattığında kocası da dahil kimse ona inanmaz. Ama o, evine gelen yabancı bir paketle işlerin yolunda olmadığından emin olmuştur.

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

Hakkımda

Selam, ben Emirhan! Blogumla tanıştın mı? Burası benim kitap eleştirileri, dizi/film önerileri yaptığım, yeri geldiğinde ise bazı konularda fikirlerimi sunduğum bir blog. Bloguma göz atmaya hazır mısın?

Blogu Takip Et (Yeni)

Blogumda Ara

Instagram Hesabım

Etiketler

Haveyoumetmyblog

Translate

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *