.

KUSURSUZ HAYATLAR KİTAP YORUMU



Kitap Adı: Kusursuz Hayatlar
Özgün Adı: Your Perfect Life
Yazar: Liz Fenton & Lisa Steinke 
Yayınevi: Yabancı

Aylardır kitaplığımda okunmayı bekleyen Kusursuz Hayatlar'a bir türlü elim gitmiyordu. Bir gün "Bu kitaba başlamalıyım artık." dediğimde elime aldım ve okumaya karar verdim.  Sonra ne mi oldu? Elimden bırakamadım. Eğer bu kadar beğeneceğimi ve bir çırpıda bitireceğimi bilseydim (Bir çırpıda diyorum çünkü kitap 1 buçuk günde bitti) çok daha önce başlardım.

Kitapta olağanüstü bir durum söz konusu. İki yakın arkadaş birbirlerinin bedeninde uyanıyor. Bu da kitaba fantastik bir yön katıyor. Ancak karakterlerin ve olayların son derece gerçek olması  fantastikliği kapatarak mükemmel bir uyum oluşturmuş.

Kusursuz Hayatlar, iki yakın arkadaş olan Liz ve Lisa'nın eseri. Liseden beri birbirinden kopamayan yakın arkadaşlar, oturmuşlar ve bir kitap yazmaya karar vermişler. İyi ki de bu kararı vermişler. Aynı zamanda kitabı yazarken kendilerinde de birçok şey katmışlar.

Kusursuz Hayatlar, tek kelime ile 'Kusursuz' bir kitaptı. En başından en sonuna kadar okuduğum süre boyunca bir an olsun sıkılmadım ve yorulmadım.

Yazarların mizah anlayışı beni oldukça güldürdü. Samimi ve fazlasıyla eğlenceli bir anlatımı olan kitap aynı zamanda bazı mesajlar da içeriyor.

KONUSU

Çocukluklarından beri iki yakın arkadaş olan ve her anını birbiri ile paylaşan 38 yaşlarındaki Casey ve Rachel, birbirlerinin hayatlarına gıpta ediyor. Ünlü bir dedikodu programının sunucusu olan zarif ve güzel Casey ile evli, 3 çocuk annesi ve mutlu(?) bir yuvası olan Rachel.

Düzenlenen bir mezunlar gecesinin davetlisi olan iki arkadaş ertesi gün birbirlerinin bedeninde uyanıyor. Bir kariyer sahibi olan Casey, artık 3 çocuğu olan bir anne, Rachel ise ekranlarda görmeye alışık olduğumuz tiplerden bir sunucu rolüne bürünüyor. Pot kırmak istemeyen Casey ve Rachel hayatlarına devam etmelerinin yanı sıra eski bedenlerine geri dönmenin çaresini de arıyor.



İki yakın arkadaş özendikleri hayatın aslında ne kadar yorucu olduğunun farkına varıyor. Kitapta verilmek istenen asıl mesaj da bu. İki karakterin kimliklerini kaybettiklerinde aldıkları en büyük ders, insanın benliğine sadık kalması. Yani, kusursuz olduğunu düşündükleri hayatın aslında kendi hayatları olması.

İnsan bir şeyi kaybetmeden onun değerini anlayamıyor. İki karakter de zamanla eski yaşamlarını ne kadar özlediklerinin farkına varıyor.



Uzun zamandır bir kitabı bu kadar benimseyip mükemmel bulmamıştım. Bu kitap benim gözümde her şeyiyle kusursuz.

Yer yer beni güldüren, yer yer de gözlerimin dolmasına neden olan Kusursuz Hayatlar'ı mutlaka okuyun.

Kusursuz Hayatlar kitabı benden 10 puan almayı başardı.

Beni Instagram'da @haveyoumetmyblog hesabımdan takip etmeyi unutmayın. Ayrıca kitapla ilgili görüşlerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz.



"Daha ilk cümlesinden bu kitaba bayıldım (tarihte en komik ve en cesur açılış cümlesi olarak geçebilir). Eğlenceli, dürüst ve çok dokunaklı bir hikaye; Liz Fenton ve Lisa Steinke kadın edebiyatının çok gerçekçi ve samimi yazabilen iki yeni kalemi."
- Sarah Jio
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ 6 YABANCI DİZİ



1) LOST:



Bana "En sevdiğin yabancı dizi hangisi?" diye sorduklarında kuşkusuz "Lost" cevabını veriyorum. Çünkü bu dizinin bende bambaşka bir yeri var. Eminim hepinizin bu dizinin konusu hakkında aşağı yukarı bir fikri vardır. Ama emin olun düşündüğünüzden daha fazlası var. Lost'taki uçak sadece normal bir adaya düşmüyor. Bu adanın bilinmeyen onlarca hikayesi var. Karakterler her sezon bu hikayeleri keşfederek sırları açığa çıkarıyor. Heh, bir de çoğu kişi "Bu dizinin sonunda her şey rüya çıkıyor, ne izleyeceğim yea..." diyor ya, aslında her şey rüya çıkmıyor, anlayana...

2) BLACK MIRROR



Dizinin ilk bölümünü izlediğimde "Ben ne izledim ya?" diye bir an düşünmüştüm. Sonraki bölümleri izlediğimde yavaş yavaş anlamaya başladım. Aslında bölümler birbiriyle alakalı değil. Yani diziye 2. sezonun 3. bölümünden başlasanız da anlarsınız. Çünkü her bölüm bir film niteliğinde ve aynı konu altında farklı olaylar işleniyor. Bu arada dizinin her bölümünün yönetmeni ayrı.

Bir de dizinin bir kötü yanı var ki o da şu: Dizi her sezon en fazla 6 bölüm yayımlıyor. Hatta ilk sezonlar 3'er bölüm. Açıkçası beklemek açısından biraz sıkıntılı.

3) THE WALKING DEAD



İlk izlediğim yabancı dizilerden biri olan The Walking Dead, bir aralar benim vazgeçilmezlerimdendi. Daha önce izlediğim zombi filmlerine baktığımda The Walking Dead'in zombi figürünü diğerlerine göre daha iyi işlediğini görüyorum. Tabi bu figür de zamanla oluştu. Çünkü 2. sezonunda zombilerin kilisede ayin yaptığını bile hatırlıyorum :D Yıllar geçtikçe sanırım yönetmenler zombilerin beyinlerinin çalışmadığını anladı ve saçmalıklara son verdi. The Walking Dead benim ilk göz ağrılarımdandı. Bu yüzden onu bu listeye eklemek istedim. Son sezonlarda biraz sıkmış olsa da ilk sezonları düşündüğümde başlamanızı öneririm.

4) 13 REASONS WHY



2 yıl önce kitabını okuduğum vakit beni uzun düşüncelere sürüklemişti. O zamanlar Ölmek İçin 13 Sebep'in dizi olacağı konusunda bazı söylentiler vardı ancak kesin bir şey söylenmedi. 2 yıl sonra ise Netflix 13 bölümü birden yayımlayarak büyük bir izleyici kitlesine ulaştı. Şu anda en çok izlenenler listesinde yer alan 13 Reasons Why, lisede geçen bir gençlik dizisi. Gençlik dediğime bakmayın. Bu dizi aslında yetişkinlere de hitap ediyor. Zorbalığın bir insanı intihara kadar sürükleyebilecek bir şey olduğunu vurgulayan dizi içinde sosyal mesajlar barındırıyor.

5) PRISON BREAK



2004 yılında yayımlanmaya başlayan Prison Break, 4. sezonun sonunda final yapmıştı. Final yaptıktan 7 yıl sonra yani 2017 yılında tekrar yeni bölümleri çekilmeye başladı. Müthiş bir gerilim ve aksiyon dizisi olan Prison Break, haksız yere hapishaneye düşen abisini hapishaneden kaçırmaya çalışan Micheal Scofield'ın macerasını bizlere aktarıyor.

6) SHAMELESS



Amerikan tarihinin en cesur dizilerinden biri olan Shameless'da utanmaya, kısıtlamaya ve yasaklara yer yok. Her türlü cinsel sahneyi, olumsuz davranışı, argoyu ve küfrü ekrana taşıyan Shameless, bu yönüyle seyirci tarafından takdir ediliyor ve diğer dizilerin arasından sıyrılarak öne çıkıyor. Şimdilerde Türk versiyonu çekilen dizinin Türkçe adı 'Utanmazlar' olacakmış. Başrolünde ise Hazal Kaya oynayacakmış.

Sizin de dizilerle ilgili düşünceleriniz varsa aşağıya yorum olarak bırakabilirsiniz.
Beni Instagram'da @haveyoumetmyblog hesabımdan takip etmeyi unutmayın.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

DIŞARIDAKİLER KİTAP VE FİLM YORUMU



Kitap Adı: Dışarıdakiler
Özgün Adı: The Outsiders
Yazar: S. E. Hinton
Yayınevi: Martı


Bazen bir kitap okursunuz, içerisinde sıra dışı bir olay olmamasına rağmen verdiği mesajlar sayesinde o kitaba karşı sizde bir sıcaklık oluşur.  O kitap, kitap rafında durduğunda ve her baktığınızda o sıcaklık tekrar içinizi doldurur. Bazen de hatırladıkça acı duyarsınız. Dışarıdakiler benim için 'o kitap'lardan biri oldu.

Dostluğu en derin duygular ile işleyen Dışarıdakiler, bunun yanı sıra zengin ve fakir arasındaki uçurumu da bizlere gösteriyor. Bu aslında kitapta verilmek istenen en büyük mesaj.

İnsanoğlunun kimisi bu dünyaya bir eli yağda bir eli balda gelirken, kimisi de doğar doğmaz hayatın acı verici gerçekleriyle yüz yüze kalarak yaşam mücadelesi veriyor. Peki bu iki hayattan hangisi daha şanslı?


Biz bu kitapta şanslı olmayan kesimin hikayesini okuyoruz. Yani hayatın onları sürüklediği yolda ilerlemek zorunda kalan ve bir şekilde yolunu bulmaya çalışanların... Kitapta o kesime 'Yağlılar' deniyor. Diğer şanslı ve zengin olanlara ise Sosyetikler.

Herkes Yağlılar'ın çok kötü olduklarını düşünüyor. Bu doğrultuda çalıp çırptıkları ve illegal oldukları aşikar. Ancak onları bu yola sürükleyen onlarca neden var.

Yağlılar'dan olan Ponyboy'un ağzından anlatılan hikaye, bize tüm gerçekleri gösteriyor. Aslında Yağlılar'ın olmak istekleri ve olmak zorunda kaldıkları arasında dağlar kadar fark var.


Konusu:

Ponyboy, anne babasını bir trafik kazasında kaybetmiş ve ağabeyleri olan Sodapop ve Darry ile geçimini sürdürmeye çalışan 16 yaşında bir Yağlı. En yakın arkadaşı olan Johny ile hayatlarından bıkmış vaziyetteler. Mustang marka arabaları ile yanlarından geçen Sosyetikler'den neredeyse her gün dayak yiyorlar. Bu durum onları bir zaman sonra korkunç bir olaya sürüklüyor. Bu olay ise aslında her düğümün çözüleceği bir nokta.

Kitabın son sayfalarında gözlerimin dolduğunu saklayamayacağım. Geriye dönüp baktığımda bende bir iz bıraktığı ortada.

Bu arada kitabı kendi ağzından anlatan Ponyboy'un yer yer okuyucu ile iletişime geçmesi ve sorular yöneltmesi ayrıca hoşuma gitti.

Kitabı bitirdikten sonra ardından filmini de izledim ve filmde kitaba sadık kalındığını, hatta repliklerin bile aynı olduğunu fark ettim.

Filmdeki karakterlerin kitapla çok uyumlu olduğunu gözlemlenebilir.



Kitap 1967 yılında yazarın lise dönemlerinde yazılmış. Film ise 1983 yılında Tom Cruise, Matt Dillon ve Rob Lowe gibi birçok usta oyuncunun yer alması ile çekilmiş.

Filmin 1980'lerde çekilmesi o dönemin şartlarını da en iyi şekilde yansıtmış. Yani 2000'lerde çekilen bir dönem filmi olsaydı bu kadar doğallık eminim ki yakalanamazdı.

Son olarak söylemek istediğim bu kitabı okuyun, okuyamıyorsanız bile kesinlikle filmini izleyin...

Dışarıdakiler kitabı benden 9 puan almayı başardı.

Beni Instagram'da @haveyoumetmyblog hesabımdan takip etmeyi unutmayın.

Alıntılar

"Her zaman parla Ponyboy. Altın gibi parla."
"Belki de dünyalarımız o kadar ayrı değildi. En azından aynı günbatımını seyrediyorduk."
"Eğer birbirimize sahip değilsek, hiçbir şeye sahip değilizdir."

"Kendime hep yalan söylerim, hiçbir zaman da inanmam."
"Hava sıfırın altında olsa bile hiçbir güç yıldızları seyretmeme engel olamaz. 
Siz de kitap ve film hakkındaki görüşlerinizi ve düşüncelerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz. 
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

Hakkımda

Selam, ben Emirhan! Blogumla tanıştın mı? Burası benim kitap eleştirileri, dizi/film önerileri yaptığım, yeri geldiğinde ise bazı konularda fikirlerimi sunduğum bir blog. Bloguma göz atmaya hazır mısın?

Blogu Takip Et (Yeni)

Blogumda Ara

Instagram Hesabım

Etiketler

Haveyoumetmyblog

Translate

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *