.

DAISY JONES VE THE SIX KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Daisy Jones ve The Six
Özgün Adı: Daisy Jones and The Six
Yazarı: Taylor Jenkins Reid
Yayınevi: Yabancı

Son zamanlarda okuduğum en harika kitapla tanıştırayım sizleri. Karşınızda Daisy Jones ve The Six! Uzun zamandır kendimi bir kitaba bu kadar kaptırarak okumamıştım. Kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi. Tabiri caizse elimden bırakamadım ve soluksuz okudum.

Aynı yazarın Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası isimli kitabını ne kadar sevdiğimi sizler de biliyorsunuz. Çoğunuz da eminim okumuşsunuzdur. Okumayanlarınız varsa bir diğer önerim de o kitaptır. Yazarın bu iki kitabını kıyaslamayacağım. Evelyn Hugo’nun bende bambaşka bir yeri var. Bu kitap da artık gönlümü fethedenler listesinde yerini aldı.

Kitabın çok farklı bir yazım tarzı var. Satır satır her karakterin bakış açısı ile okuyoruz kitabı. İlk sayfalarda bu durumun beni rahatsız edeceğini düşündüm çünkü kitap bölünüyormuş ve bir akış sağlanamıyormuş gibiydi. Ancak ilerlediğimde duruma alıştığımı fark ettim ve kitap müthiş bir akıcılık kazandı.

Yazarın anlatımı ve betimlemeleri şahaneydi. Grubun sahnede şarkı söylediği, şarkı yazdığı, prodüksiyon süreçleri ve adım adım başarıya gidişlerini okumak çok keyifliydi. Her birini gözümde canlandırabildim. Kitabı okuduğum süre boyunca da müzik dinledim. Müzik ve bu kitap müthiş bir uyum oluşturdu. Özellikle The Six grubunun erkek solisti Billy ve kadın solisti Daisy Jones’un birlikte şarkı söylediği kısımlarda Shallow şarkısını dinledim. A Star Is Born soundtrackı bu kitap için biçilmiş bir kaftandı.

Kitabı 2 günden kısa bir süre içerisinde bitirdim ve tam puan verdim. Kesinlikle okumanız ve şans vermeniz gereken bir kitap. Konusunu bir inceleyin. Size hitap ettiğini düşünüyorsanız mutlaka kütüphanenize ekleyin ve okuyun.

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

MALORIE KİTAP YORUMU


Kitap Adı: Malorie
Özgün Adı: Malorie
Yazarı: Josh Malerman
Yayınevi: İthaki

Kafes’i ilk çıktığında, yaklaşık 5 yıl önce okumuş ve sevmiştim. Filmi de bir o kadar sürükleyiciydi. Yıllar sonra 2. kitabın yazılma kararının alınması beni çok sevindirdi çünkü bildiğiniz gibi Kafes’in sonu hiçbirimizi tatmin etmemişti.

Şimdi, içiniz rahat olsun! Çünkü Malorie’de her şey bir sonuca varıyor ve bu sefer kitabımız açık uçlu bitmiyor. Beni fazlasıyla tatmin eden bir sona sahipti. 

Aynı zamanda ikinci kitabı yıllar sonra okumuş olmama rağmen hiç zorlanmadan olayları ve karakterleri anımsadım. Zaten çok az karakter var ve olay onların çevresinde gelişiyor.

İkinci kitapta farklı bir konunun ele alınması çok yerinde olmuştu. Bu sefer karakterlerimiz farklı bir amaç uğruna savaşıyorlardı. Bu savaşı okumaksa bana heyecan verdi. Zaten hayatta kalma teması olan tüm kitaplar, filmler ve diziler beni kendine çeker. Kafes ve Malorie de onlardan birileri. 

Kitap hemen bitirebileceğiniz bir ölçüde akıcıydı. Okurken sıkmadı. Aksine devamında ne olacak diye çok merak ettim.

Doğruyu söylemek gerekirse kitaptan umudum yoktu. Çünkü Kafes’ten sonra okuduğum hiçbir Malerman kitabında aynı tadı ve zevki alamadım. Ama Malorie’yi de okumadan edemeyecektim. İyi ki de okumuşum.

Kitapla ilgili aklınızda bir soru işareti kalmasın. Umarım siz de benim kadar keyif alır ve seversiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

GECE YARISI GÜNEŞİ KİTAP YORUMU

 


Kitap Adı: Gece Yarısı Güneşi

Özgün Adı: Midnight Sun

Yazarı: Stephenie Meyer

Yayınevi: Epsilon

Alacakaranlık sevdalıları buraya! Çünkü yıllardır yayımlanmasını beklediğiniz kitap çıktı! Ve şu anda onun yorumunu okumaktasınız ✌🏼

“İlk kitap bir de Edward Cullen’ın bakış açısı ile anlatılacak,” dendiğinde merak etmiştim. Ancak aynı hikayeyi tekrar okumaya gerek var mı diye de endişelenmiştim. Bu kitap tüm endişelerimi yıktı. Çünkü bende bambaşka bir olay örgüsü okuyormuşum hissi yarattı. Tüm olayları Edward’ın gözünden okumak inanın düşündüğünüz gibi değil. Mükemmel detaylarla, kitapta ve filmde göremediğimiz ayrıntılarla, Bella’nın bize aktarmadıklarıyla dolu. Bu kitap sayesinde Cullen ailesinin daha da derinliklerine iniyoruz. Geçmişlerine, insan oldukları zamana, yaşam stillerine vakıf oluyoruz. Bir vampir nasıl yaşar sorusunun cevabını okuyoruz.

Yazar, bu yıllar boyunca kendini o kadar geliştirmiş ki kalemi fazlasıyla güçlenmiş. Anlatımı daha yoğun hale gelmiş. Kimileri bu durumdan keyif almadığını söylese de ben her zerresinin tadını çıkararak okudum. Edward’ın akıl okuma yetisi sayesinde diğer karakterlerin de ne düşündüklerini öğrenme şansımız oluyor. Bu, kitabı diğer karakterlerin gözünden de gördüğümüz anlamına geliyor.

Sevdiğim bir diğer unsur, yazar serinin bir ikon haline gelmiş olan filmlerinden pek esinlenmemiş. Kendi hayal gücünü katmış. Örneğin filmde Bella ve Edward’ın sınıfta karşılaştıkları ilk sahnede sınıfın devasa pencereleri olduğunu görüyoruz. Ancak yazar kendi hayal gücünden taviz vermemiş. O, sınıf pencerelerinin bir insanın sığamayacağı kadar küçük olduğunu anlatmış. Özüne bağlı kalması kesinlikle takdire şayan.

Betimlemeler bu kitapta fazlasıyla yoğundu. Bir vampirin gözünden kitap okumak bu olsa gerek. Tüm detayları bir vampir bakış açısı ile okumak müthiş bir histi. Biz tüm olaylar karşısında Bella’nın nasıl bir tutum sergilediğin haberdardık. Ancak Edward’ınkinden bihaberdik. Bu kitap sayesinde Edward’ın Bella hakkında düşündüklerini okumuş olduk.

Gece Yarısı Güneşi benim için kusursuzdu. Ciddi anlamda tek bir kusur bulamadım. Serinin devam kitaplarının da Edward’ın bakış açısı ile anlatılmasını umuyorum. Bu sayede tüm olaya vakıf olmuş oluyoruz.

Umarım siz de benim kadar etkilenmiş ve sevmişsinizdir. Alacakaranlık ile henüz tanışmadıysanız da en kısa zamanda ilk kitaptan okumaya başlamanızı öneririm.

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

SEÇİLMİŞ OLANLAR KİTAP YORUMU

 

Kitap Adı: Seçilmiş Olanlar

Özgün Adı: Choosen Ones

Yazarı: Veronica Roth

Yayınevi: Yabancı Yayınları

Son zamanlarda çoğu kişinin okuduğunu görmüş olabileceğiniz Seçilmiş Olanlar’dan bahsedeceğim biraz size. Eminim sizler de benim gibi hakkında olumlu eleştiriler okumuşsunuzdur. Ben de bu eleştirilere dayanarak okumaya başladım kitabı.

Yazardan okuduğum ilk kitap olduğu için yazım diline aşina değildim. Alışabilmem biraz zaman aldı.

Bu kitap size saf fantastik ögeler sunuyor. Bunun dışında aksiyon sahneleri de görebilirsiniz. Ancak haricinde bir şeyler görmek isterseniz ne yazık ki beklediğinizi alamazsınız. Ben de homojen bir fantastik okumayı beklemediğimden kitaptan beklediğimi alamadım. Kurgusu ve konusu güzel oluşturulmuştu. Ancak kitabın içerisinde bağlı kalmakta zorlandım. Biraz soluk almaya ihtiyaç duydum çünkü arka arkaya ağır aksiyon okumak istemedim. Bu yüzden de bitirmem birkaç günü aldı.

Kitap, karakterler açısından güçlüydü. Ana karakterimiz sağlam yapılandırılmıştı. Yan karakterler ise aktif rol oynuyordu.

Birkaç ay önce Seçilmiş Olanlar’ın konusuna ve kurgusuna çok benzer bir kitap okumuştum orijinal dilinde. O kitabı sevmemiştim. Ancak Seçilmiş Olanlar ile kıyasladığımda Seçilmiş Olanlar’ın daha iyi olduğunu görebiliyorum.

Kitap hakkında genel olarak söyleyeceklerim şunlar: Eğer fantastik kurgu hastasıysanız, “Sadece fantastik olsun, başka bir şey istemiyorum,” derseniz ve güçlü karakterler görmek istiyorsanız seveceksinizdir. Ancak “İçinde aşk da olsun, duygusallık da olsun, o da olsun, bu da olsun,” derseniz bu kitap size uygun değil, bana olmadığı gibi. Aksi takdirde akıcı bir kitapla karşılaşmayacaksınız.

Genel fikrim bu şekilde. Umarım aktarabilmişimdir.

Daha fazla kitap ve dizi paylaşımı için beni Instagram'dan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

HOW TO GET AWAY WITH MURDER DİZİ YORUMU

 

Final bölümünü hüngür hüngür ağlayarak bitirdiğim diziden bahsedeceğim size. Son zamanlarda sizler de izlemeye başlamışken bir kritik yapalım istiyorum. Henüz birkaç bölüm izlemesine rağmen “Ben bu diziye bayıldım,” “Bağımlısı oldum,” gibi mesajlar alıyorum. Şimdi size söylemek istediğim bir şey var. Daha hiçbir şey görmediniz! Ben ilk iki sezon boyunca diziye ısınamamıştım ve doğruyu söylemek gerekirse beni pek sarmamıştı. Ama siz ilk bölümlerde bile bu kadar sevdiyseniz 3-4-5 ve 6. sezonlarda başından kalkamayacaksınız. Bir gün hiçbir şey yapmadan arka arkaya 12-13 bölüm falan izledim. Gece başımı yastığa koyduğumda o gün kendi hayatımı yaşamadığımı fark ettim. Ben tamamen How to Get Away with Murder’dan ibaretmişim. O yüzden diziyi sürekli “mesai” olarak adlandırdım. Her gün benim için izleme mesaisi başlıyor ve yatana kadar devam ediyordu. Birkaç gün içinde de bitirdim tüm sezonları.


Dizinin ilk 5 sezonu Netflix’te var. 6. sezon Netflix’e gelene kadar izlemeyi planlamıyordum ama tabii ki 1 saat bile bekleyecek hâlim yoktu ve internette bölümleri bulup direkt izledim.

Annalise Keating gördüğüm en güçlü kadın karakterlerden biri olabilir. Bir davayı kazanmak için yapmayacağı şey yoktur. Yargı dağıtır, kelimeleri ağzında hazır zeki bir avukattır. O yüzden ona ben Queen derim. Ayrıca kendisi beni hukuk okumaya da teşvik etmiştir.


Dizinin müthiş soğuk bir atmosferi var. Bu da diziye bambaşka bir hava katıyor. İzlerken geriliyorsunuz ve heyecandan tırnaklarınızı yiyecek vaziyete geliyorsunuz.


En sevmediğim özelliklerimden birisi izlediklerimden ve okuduklarımdan çok etkileniyor oluşum. Sırf bu yüzden çok güzel diziler izlemek istemiyorum çünkü beni bildiğiniz bunalıma sürüklüyor. Bu dizi de onlardan biri oldu. Final sezonu müthişti! Son bölümde ağladım. İzlediğim en iyi finallerden biriydi, tartışmasız. Bittiği gibi de boşluğa düştüm.


Kısacası mutlaka izlemenizi önerdiğim bir dizi. Bitirenler bile var ve iyi ki izlediklerini söylüyorlar. Siz şu an kaçıncı sezon kaçıncı bölümdesiniz?


Ayrıca buraya dizinin ev sevdiğim ve en sevmediğim karakterlerini bırakıyorum.

En sevdiklerim: Queen Annalise Keating, Connor Walsh, Tegan (sonraki sezonlarda göreceksiniz)

En sevmediklerim: Wess Gibbins (nedenini bilmiyorum ama bana itici geliyor), Michaela Pratt (izleyince neden sevmediğimi anlayacaksınız)

Sizin favorileriniz ve sevmedikleriniz kimler?


Daha fazla kitap ve dizi paylaşımı için beni Instagram'dan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

Hakkımda

Selam, ben Emirhan! Blogumla tanıştın mı? Burası benim kitap eleştirileri, dizi/film önerileri yaptığım, yeri geldiğinde ise bazı konularda fikirlerimi sunduğum bir blog. Bloguma göz atmaya hazır mısın?

Blogu Takip Et (Yeni)

Blogumda Ara

Instagram Hesabım

Etiketler

Haveyoumetmyblog

Translate

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *