.

SEÇİLMİŞ OLANLAR KİTAP YORUMU

 

Kitap Adı: Seçilmiş Olanlar

Özgün Adı: Choosen Ones

Yazarı: Veronica Roth

Yayınevi: Yabancı Yayınları

Son zamanlarda çoğu kişinin okuduğunu görmüş olabileceğiniz Seçilmiş Olanlar’dan bahsedeceğim biraz size. Eminim sizler de benim gibi hakkında olumlu eleştiriler okumuşsunuzdur. Ben de bu eleştirilere dayanarak okumaya başladım kitabı.

Yazardan okuduğum ilk kitap olduğu için yazım diline aşina değildim. Alışabilmem biraz zaman aldı.

Bu kitap size saf fantastik ögeler sunuyor. Bunun dışında aksiyon sahneleri de görebilirsiniz. Ancak haricinde bir şeyler görmek isterseniz ne yazık ki beklediğinizi alamazsınız. Ben de homojen bir fantastik okumayı beklemediğimden kitaptan beklediğimi alamadım. Kurgusu ve konusu güzel oluşturulmuştu. Ancak kitabın içerisinde bağlı kalmakta zorlandım. Biraz soluk almaya ihtiyaç duydum çünkü arka arkaya ağır aksiyon okumak istemedim. Bu yüzden de bitirmem birkaç günü aldı.

Kitap, karakterler açısından güçlüydü. Ana karakterimiz sağlam yapılandırılmıştı. Yan karakterler ise aktif rol oynuyordu.

Birkaç ay önce Seçilmiş Olanlar’ın konusuna ve kurgusuna çok benzer bir kitap okumuştum orijinal dilinde. O kitabı sevmemiştim. Ancak Seçilmiş Olanlar ile kıyasladığımda Seçilmiş Olanlar’ın daha iyi olduğunu görebiliyorum.

Kitap hakkında genel olarak söyleyeceklerim şunlar: Eğer fantastik kurgu hastasıysanız, “Sadece fantastik olsun, başka bir şey istemiyorum,” derseniz ve güçlü karakterler görmek istiyorsanız seveceksinizdir. Ancak “İçinde aşk da olsun, duygusallık da olsun, o da olsun, bu da olsun,” derseniz bu kitap size uygun değil, bana olmadığı gibi. Aksi takdirde akıcı bir kitapla karşılaşmayacaksınız.

Genel fikrim bu şekilde. Umarım aktarabilmişimdir.

Daha fazla kitap ve dizi paylaşımı için beni Instagram'dan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

HOW TO GET AWAY WITH MURDER DİZİ YORUMU

 

Final bölümünü hüngür hüngür ağlayarak bitirdiğim diziden bahsedeceğim size. Son zamanlarda sizler de izlemeye başlamışken bir kritik yapalım istiyorum. Henüz birkaç bölüm izlemesine rağmen “Ben bu diziye bayıldım,” “Bağımlısı oldum,” gibi mesajlar alıyorum. Şimdi size söylemek istediğim bir şey var. Daha hiçbir şey görmediniz! Ben ilk iki sezon boyunca diziye ısınamamıştım ve doğruyu söylemek gerekirse beni pek sarmamıştı. Ama siz ilk bölümlerde bile bu kadar sevdiyseniz 3-4-5 ve 6. sezonlarda başından kalkamayacaksınız. Bir gün hiçbir şey yapmadan arka arkaya 12-13 bölüm falan izledim. Gece başımı yastığa koyduğumda o gün kendi hayatımı yaşamadığımı fark ettim. Ben tamamen How to Get Away with Murder’dan ibaretmişim. O yüzden diziyi sürekli “mesai” olarak adlandırdım. Her gün benim için izleme mesaisi başlıyor ve yatana kadar devam ediyordu. Birkaç gün içinde de bitirdim tüm sezonları.


Dizinin ilk 5 sezonu Netflix’te var. 6. sezon Netflix’e gelene kadar izlemeyi planlamıyordum ama tabii ki 1 saat bile bekleyecek hâlim yoktu ve internette bölümleri bulup direkt izledim.

Annalise Keating gördüğüm en güçlü kadın karakterlerden biri olabilir. Bir davayı kazanmak için yapmayacağı şey yoktur. Yargı dağıtır, kelimeleri ağzında hazır zeki bir avukattır. O yüzden ona ben Queen derim. Ayrıca kendisi beni hukuk okumaya da teşvik etmiştir.


Dizinin müthiş soğuk bir atmosferi var. Bu da diziye bambaşka bir hava katıyor. İzlerken geriliyorsunuz ve heyecandan tırnaklarınızı yiyecek vaziyete geliyorsunuz.


En sevmediğim özelliklerimden birisi izlediklerimden ve okuduklarımdan çok etkileniyor oluşum. Sırf bu yüzden çok güzel diziler izlemek istemiyorum çünkü beni bildiğiniz bunalıma sürüklüyor. Bu dizi de onlardan biri oldu. Final sezonu müthişti! Son bölümde ağladım. İzlediğim en iyi finallerden biriydi, tartışmasız. Bittiği gibi de boşluğa düştüm.


Kısacası mutlaka izlemenizi önerdiğim bir dizi. Bitirenler bile var ve iyi ki izlediklerini söylüyorlar. Siz şu an kaçıncı sezon kaçıncı bölümdesiniz?


Ayrıca buraya dizinin ev sevdiğim ve en sevmediğim karakterlerini bırakıyorum.

En sevdiklerim: Queen Annalise Keating, Connor Walsh, Tegan (sonraki sezonlarda göreceksiniz)

En sevmediklerim: Wess Gibbins (nedenini bilmiyorum ama bana itici geliyor), Michaela Pratt (izleyince neden sevmediğimi anlayacaksınız)

Sizin favorileriniz ve sevmedikleriniz kimler?


Daha fazla kitap ve dizi paylaşımı için beni Instagram'dan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

ADINLA ÇAĞIR BENİ KİTAP YORUMU



Kitap Adı: Adınla Çağır Beni
Özgün Adı: Call Me By Your Name
Yazarı: Andre Aciman
Yayınevi: Sel Yayıncılık

Umutla okumaya başladığım Adınla Çağır Beni’yi düş kırıklıkları ile bitirdim. Öyle ki kitaplar filmlerden daha fazlasını barındırır, sözüne aldanıp kitabı okumaya karar vermiştim. Filmden alamadığım keyfi kitaptan alma umuduyla tüm ön yargılarımdan sıyrılıp köşeme çekildim ve okumaya başladım. Daha ilk sayfalarında benim için bir fiyaskolar silsilesini başlatacak olan birtakım olaylar okudum. Elio’nun Oliver’ı ilk gördüğü sahnede başladı her şey. İçimden “Nerede romantizm? Nerede duygu? Nerede aşk?” dedim. Bu kitap benim standartlarımda “aşk” kategorisinde yer almıyor. Okuduğum her kitapta karakterlerin duygularına yoğunlaşan ve yazarın duygu yoğunluğunu okuyucuya geçirip geçirmediğine dikkat eden bir okur olarak bu kitabın sınıfta kaldığı görüşündeyim. Kurgunun tüm temeli cinsel gerginlik üzerine oturtulmuştu. Duygular en arka plana atılmış, cinsel arzular doruğa çıkarılmış ve adına “aşk” denilmiş. Bu noktada kimse aşktan söz etmesin, lütfen.


Kitaplarda okuduğum cinsellik beni rahatsız etmez. Hiçbir kitaba masumiyet timsali olduğunu düşündüğüm için başlamıyorum. Bu kitapta beni en çok rahatsız eden unsur ne yazık ki ana karakterimizin henüz reşit olmaması. Diğer karakterimiz ise 25 yaşında, genç bir adam. Aralarındaki yaş farkı tartışacağım bir konu değil. Sorun, karakterlerden birinin henüz reşit olmaması ve belki de erişkin birinin arzularını beslemesi. Kitap günümüzde geçmiyor, evet. O dönemde reşit olmayan birinin legal olarak kendinden büyük, yetişkin biri ile birlikte olması hukuksal açıdan nasıldır, bilmiyorum. Ama günümüzde bu durum tecavüz olarak nitelendiriliyor ve reşit olan kişi yargılanıyor. Kitabın da yazar tarafından günümüzde yazıldığı düşünülürse bu olayın hukuk çerçevesinde nasıl görüldüğünü ve ahlaki normlara ne derecede zıt düştüğünü göz önünde bulundurması gerekirdi. Duygusal bağları göz ardı etmemizin yanı sıra benim gözümde istismar teşkil eden olayların da olması zaten koca bir eksi.


Bu kitabın bir kurgu olduğunu unutun ve toplumda böyle bir olayın yaşandığını düşünün. Hepimizin medyada, sosyal medyada ve sosyal çevresinde sesi çıkardı, tepki gösterilirdi, eminim. Onlarca örneği gazete sayfalarında gördük bu güne kadar.

Öncelikle şunu bir kabul edelim. LGBT içerikli filmler ve kitaplar da kötü olabilir. Desteklemek demek her içeriği tümüyle kabul etmek demek değildir. Bu hikâye bir oğlan ve bir kız arasında geçseydi de düşüncelerim bu yönde olacaktı. Söylediklerimi göz önünde bulundurun. Çünkü daha önce bir sürü bu türde kitap okumama rağmen hiçbirine bu kadar sert bir tenkitte bulunmamıştım. Hatta aksine çok beğendiğim kitaplar vardı.

Kitabın sevdiğim tek yönü yaratılan atmosfer ve melankoli esintileri. Her kitapta melankoliye bayılan biri olarak bu kitapta beni kendine çeken tek unsur buydu. Yazarın dili de akıcı ve okunabilirdi.


Kitabın içindeki uçuk noktalar ve abartılar kimi okuyucuyu büyük ölçüde rahatsız edebilecekken kimilerinin hoşuna gidebilecek nitelikteydi. Ben bu konuda nötrüm. Söyleyecek pek bir sözüm yok. Ama hassas içerik olduğunu bilin.


Kitabın çevirisi ve edisyonu da olumsuz görüşlerimin büyük bir müsebbibidir. Öyle ki okurken hataları görüp duraksadım, bazen de çevirinin azizliğine uğramış kısımları gördüm. 

Bu türde öyle güzel kitaplar okuduk, öyle güzel filmler izledik ki Adınla Çağır Beni’nin esamesi bile okunamaz. Bu sentetik ve snop aşk hikayesi tatmin edici değildi. Hikayemde de bahsettiğim gibi ağaç kavuğundan daha dün çıkmadım, ilk kez kitap okumuyorum, ilk kez bu türde de kitap okumuyorum. O yüzden okuduğum kitaptaki alt metinleri ve ana fikri anlayabiliyorum.

Kitabı sevenlere saygı duyuyorum. Aynı saygıyı sizden de bekliyorum.


Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram'dan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

Hakkımda

Selam, ben Emirhan! Blogumla tanıştın mı? Burası benim kitap eleştirileri, dizi/film önerileri yaptığım, yeri geldiğinde ise bazı konularda fikirlerimi sunduğum bir blog. Bloguma göz atmaya hazır mısın?

Blogu Takip Et (Yeni)

Blogumda Ara

Instagram Hesabım

Etiketler

Haveyoumetmyblog

Translate

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *