SENİN İÇİN GELDİM KİTAP YORUMU
07 Kasım
Kitap Adı: Senin İçin Geldim
Özgün Adı: Distrees Signals
Yazarı: Catherine Ryan Howard
Yayınevi: Olimpos
Canım polisiye-gerilim okumak istedi ve kitaplığımda elim, Senin İçin Geldim'e gitti. Kitabın konusunu beğendim ve ardından Goodreads puanına göz attım. Yüksek olduğunu görünce de okumaya karar verdim.
Dediğim gibi konu olarak fazlasıyla ilgi çekiciydi. Yolcu gemisinde arkasında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan bir kadın ve onu arayan sevgilisi. Bununla birlikte kitapta geçmişten farklı insanlara ait bölümler vardı. Bu bölümler sona yaklaştıkça bir noktada birleşmeye başladı.
Kitaptaki katilin kim olduğunu yine her zaman olduğu gibi tahmin edemedim. Sadece son 90 sayfada sanırım yazar kendini ele vermek istemişti ve küçük küçük ip uçları bırakmıştı. O küçük ip uçlarından yola çıkarak katilin kim olduğunu buldum ve doğru çıktı. İlk defa bu kadar erken tahmin ettim. Genelde son sayfaya kadar bulamıyorum da :D
Karakterlere gelecek olursak. Baş karakterimiz bir erkekti. Adı Adam. Kendisini kitabın ilk başlarında sözünü geçiremeyen ezik biri gibi görsem de kitabın ortalarına ve sonuna doğru yavaş yavaş kabuğundan dışarı çıkmaya başladı. Bir zahmet çıksın çünkü 10 yıllık kız arkadaşı ortada yok.
Kitapta anlatılan gemi ve gemide geçen olayları çok sevdim. Kitaba ayrı bir hava katmıştı. Özgünlük katmıştı. Bu yönünü çok beğendim.
Bunların dışında kitap gayet akıcıydı ancak daha kısa olmasını tercih ederdim. Bazı sahneler var olmak için varlarmış gibi geldi. 440 sayfa değil de 350 sayfa olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Kitabı genel olarak sevdim. Ortalara doğru olaylar daha çok alevlenince daha çok sevmeye başladım. Bu tarz polisiyeler seviyorsanız önereceğim bir kitaptır.
Kitaba puanım 8
KONUSU:
Adam Dunne’un mükemmel hayatı, kız arkadaşı Sarah Barselona’daki iş gezisinden dönmeyi başaramadığı gün paramparça olmaya başlar. Günler sonra kadının pasaportu bir not ile birlikte Adam’ın eline ulaştığında tehlike sinyalleri çalmaya başlar. Adam, her ne pahasına olursa olsun kız arkadaşını bulmayı kafasına koyar.
Adam, kız arkadaşı Sarah’ın Celebrate adında bir yolcu gemisinde yolculuk yaparken kaybolduğunu öğrenir. Neredeyse bir yıl önce de Estelle adında bir kadın aynı gemide kaybolmuştur. Tüm bu olanlar Adam’ın kafasını iyice karıştırır. Adam, cevapları bulmak için Sarah’la ilişkisinde kabul edilmesi zor bazı gerçeklerle yüzleşmek zorundadır. Aynı zamanda da kendisine mükemmel bir av alanı bulmuşa benzeyen bir katili zekice alt etmesi gerekmektedir.
Kitaptaki katilin kim olduğunu yine her zaman olduğu gibi tahmin edemedim. Sadece son 90 sayfada sanırım yazar kendini ele vermek istemişti ve küçük küçük ip uçları bırakmıştı. O küçük ip uçlarından yola çıkarak katilin kim olduğunu buldum ve doğru çıktı. İlk defa bu kadar erken tahmin ettim. Genelde son sayfaya kadar bulamıyorum da :D
Karakterlere gelecek olursak. Baş karakterimiz bir erkekti. Adı Adam. Kendisini kitabın ilk başlarında sözünü geçiremeyen ezik biri gibi görsem de kitabın ortalarına ve sonuna doğru yavaş yavaş kabuğundan dışarı çıkmaya başladı. Bir zahmet çıksın çünkü 10 yıllık kız arkadaşı ortada yok.
Kitapta anlatılan gemi ve gemide geçen olayları çok sevdim. Kitaba ayrı bir hava katmıştı. Özgünlük katmıştı. Bu yönünü çok beğendim.
Bunların dışında kitap gayet akıcıydı ancak daha kısa olmasını tercih ederdim. Bazı sahneler var olmak için varlarmış gibi geldi. 440 sayfa değil de 350 sayfa olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Kitabı genel olarak sevdim. Ortalara doğru olaylar daha çok alevlenince daha çok sevmeye başladım. Bu tarz polisiyeler seviyorsanız önereceğim bir kitaptır.
Kitaba puanım 8
KONUSU:
Adam Dunne’un mükemmel hayatı, kız arkadaşı Sarah Barselona’daki iş gezisinden dönmeyi başaramadığı gün paramparça olmaya başlar. Günler sonra kadının pasaportu bir not ile birlikte Adam’ın eline ulaştığında tehlike sinyalleri çalmaya başlar. Adam, her ne pahasına olursa olsun kız arkadaşını bulmayı kafasına koyar.
Adam, kız arkadaşı Sarah’ın Celebrate adında bir yolcu gemisinde yolculuk yaparken kaybolduğunu öğrenir. Neredeyse bir yıl önce de Estelle adında bir kadın aynı gemide kaybolmuştur. Tüm bu olanlar Adam’ın kafasını iyice karıştırır. Adam, cevapları bulmak için Sarah’la ilişkisinde kabul edilmesi zor bazı gerçeklerle yüzleşmek zorundadır. Aynı zamanda da kendisine mükemmel bir av alanı bulmuşa benzeyen bir katili zekice alt etmesi gerekmektedir.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Küçük Ama Büyük Yalanlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Küçük Ama Büyük Yalanlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Piyano kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
TEPEDEKİ EV DİZİ YORUMU (THE HAUNTING OF HILL HOUSE)
07 Kasım
Dizi Adı: Tepedeki Ev
Özgün Adı: The Haunting Of Hill House
Türü: Korku-Gerilim-Dram
Dili: İngilizce
Fragmanı izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
The Haunting Of Hill House'a yani Tepedeki Ev'e çok büyük beklentilerle başladım. Dizi tüm beklentilerimi karşıladı. 10 bölümlük, senaryosu mükemmel yazılmış bir korku-gerilim dizisiydi.
Diziye başladığım ilk bölümlerde çok fazla çocuk karakter olması ve sürekli olarak geçmiş, şimdiki zaman arasında gidip gelinmesi çok fazla kafamı karıştırmıştı. Ancak karakterleri tek tek tanıyınca ve zaman kavramını kafamda tamamen oturtunca diziye alışmaya başladım.
Dizi bildiğiniz üzere korku dizisi. Ben normalde gerçekten korkutucu şeyler dışında çok az korku filminde ve dizisinde korkmuşumdur. Ama bu dizi zaman zaman beni yerimden zıplattı, zaman zaman da korkudan ekrana bakamamama neden oldu. Korku konusunda gerçekten çok başarılı bir diziydi. Gerilim sahnelerinde ise gerim gerim gerildim.
Dizide oluşturulan imgeler de mükemmeldi. Evin içerisindeki hayaletler, evin gizemli görünüşü bana tüm o duyguları hissettirdi. Küçüklüğümden beri başıma paranormal olaylar gelmesinden çok korkmuşumdur. Bu 5 çocuğun başına gelen olaylar benim başıma gelseydi eğer çoktaaan aklımı yitirmiştim.
Aralarında benim gibi aklını yitirenler de vardı elbet. Kimisi ise bunları reddetmeye çalışıyordu ancak nereye kadar?
Son bölümlerden aldığım hazzı anlatmaya kelimeler yetmez ama ben yine de anlatmaya çalışacağım. Yavaş yavaş olaylar alevlenmeye ve her şey açığa çıkmaya başladığı vakit merakım artmaya başladı. Son bölümleri arka arkaya izledim. Çok fazla şaşırdığım şeyler gerçekleşti.
Dizinin tüm bu mükemmelliklerinin yanında çok akıcı olması da var. 10 bölüm ve tüm gününüzü ayırırsanız (zor da olsa) bitirebilirsiniz. Ben dizinin üzerimdeki etkisi kalkmasın diye birkaç günde bitirdim.
Dizideki çocuk karakterlere de bayıldım. Her biri mükemmel oyunculuklar sergilemişlerdi. Daha oyunculuğun ne demek olduğunu bile bilmeyen (abartıyorum) çocuklar karşımızda bir yetişkin gibi rol yapıyordu. Amerikan aksanları ve bilmiş bilmiş konuşmalarına bayıldım. Favorim ise Luke'un çocukluğuydu.
KONUSU:
Tepedeki Ev, daha sonra ülke çapında perili köşk olarak ünlenecek bir evde büyüyen 5 kardeşin hikayesini anlatıyor. Bir arada büyüyüp yolları ayrılan 5 kardeş, yaşanan bir trajedinin ardından yeninden bir araya gelir. Yıllar önce kaldıkları Tepedeki Ev’de buluşan kardeşler, bu yerle ve geçmişten gelen hayaletlerle yüzleşmek zorunda kalır. Hush, Göz ve Oyun filmlerinden hatırladığımız Mike Flanagan’ın yaratıcısı olduğu Tepedeki Ev, Shirley Jackson’ın aynı adlı kült romanından uyarlanıyor. Korku türündeki dizinin oyuncu kadrosunda Michiel Huisman, Carla Gugino, Timothy Hutton, Elizabeth Reaser, Oliver Jackson-Cohen, Henry Thomas, Kate Siegel, Victoria Pedretti, Lulu Wilson, McKenna Grace, Paxton Singleton, Violet McGraw, Julian Hilliard gibi isimlerin yer alıyor.
Fragmanı izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Russian Doll dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Russian Doll dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Elite dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
CHILLING ADVENTURES OF SABRINA DİZİ YORUMU
02 Kasım
Dizi Adı: Chilling Adventures Of Sabrina
Türü: Gençik-Korku-Gerilim-Bilim Kurgu-Fantastik
Dili: İngilizce
Dili: İngilizce
Chilling Adventures Of Sabrina'nın son bölümünü az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına hislerimi paylaşmak istedim. Diziye BAYILDIIIIIM! O kadar beklentisiz başlamıştım ki 10. bölümün sonunda dizinin bağımlısı olduğumu fark ettim.
Instagram'da ilk bölümü izledikten sonra beğenmediğime dair izlenimlerimi paylaşmıştım. Bana çok boğucu ve kasvetli gelmişti. Bunun yanı sıra arka fon müziği uykumu getiriyordu :D Ama pes edip diziyi izlemeyi bırakmadım. Başladığım dizileri bitirme gibi bir huyum var, yarım bırakamıyorum. İyi ki de yarım bırakmamışım. Bıraksaydım eğer çok fazla şey kaçırırdım.
2. ve 3. bölümü de izledikten sonra diziye yavaş yavaş alışmaya başladım. Sabrina karakterine bir türlü ısınamıyordum ama onu da sonradan sevdim. Bende sanırım ön yargı var :D Mesela ilk dinlediğimde sevmediğim bir şarkının sonrasında bağımlısı olabiliyorum. Bu dizi de bende aynı hisleri yarattı. Sonrasında diziye aşık oldum.
7. ve 8. bölümü bitirdikten sonra "Tamam! Favorilerim arasına girdi." dedim. Son bölüm ise beni benden aldı. İzlerken üzerimdeki battaniyeyi kemiriyordum en son o derece! Mükemmel bir sezon finali olmuştu. Öğrendiğime göre 2. sezon da geliyormuş. Netflix bizi bu güzel diziden mahrum bırakmasın.
Diziyi genellikle gece izlemeye çalıştım. Çünkü bu tarz korku gerilim barındıran film ve dizileri geceye saklıyorum ki üzerimde daha fazla etki bıraksın. Gerçekten de ürperdiğim ve korktuğum sahneler vardı. Özellikle o şeytanımsı keçinin olduğu sahnelerde ekrana bakmak dahi istemedim. Bunların dışında cadı ritüelleri, büyüler, ayinler vs. bunları çok ama çok sevdim. "Ben neden cadı değilim!" diye haykırışlarım da olmuş olabilir. Şimdi bana "Erkekten cadı olur mu?" demeyin. Çünkü oluyor. Cadılar sadece kadın olmaz. Dizide erkek cadılar da vardı.
Ben genellikle izlediğim ve çok etkilendiğim dizilerden bir süre nefret ediyorum ama bu sevmediğim için değil. Diziye aşık olduğum için. "Ben neden bu dizinin içinde değilim? Ben neden bu karakterlerden biri değilim? Benim neden hayatımda böyle şeyler olmuyor? Keşke izlemeseydim!" diye kıskançlığımı çok kez dile getiriyorum.
Ben mi bu kadar fazla beğendim bilmiyorum ama diziyi eminim beğenmeyenler de olacaktır. Çünkü herkese hitap eden bir dizi değil. Belirli tarzı sevenlere hitap ediyor. O yüzden sevmezseniz sizin sorununuz :D
Sabrina'nın halaları Hilda ve Zelda da diziye büyük renk katıyorlardı. Zelda halaya başlarda gıcık olsam da sonradan sevmeye başladım. Hilda halaysa favorimdi <3 Dizideki o gerilim dolu ortamı yumuşatan karakterdi kendisi. Yanakları sıkılası, her eve lazım olan hala türü.
Dizinin çekildiği kasaba, evler, çekim açıları, düzenlemesi, efektler harikaydı. Sonradan alışmaya başladım. Diziye farklı bir hava katıyordu.
Kısacası ben bu diziye bayıldım. Bayılmakla kalmadım, aşık oldum. Bölümleri arka arkaya ve gece sakin bir ortamda odaklanarak izlerseniz sizin de benim kadar etkileneceğinizi düşünüyorum.
KONUSU:
Sabrina the Teenage Witch’in karanlık anlatımı olan dizide Sabrina kendi ikili benliği ile bağdaşmaya çalışır. Yarı cadı yarı ölümlü bir hayat süren Sabrina, kendisini tehdit eden şeytani güçlere karşı savaşırken bir yandan da ailesi ile uğraşmak zorunda kalır.Pilot bölümünü Roberto Aguirre-Sacasa’nın kaleme aldığı dizinin yönetmen koltuğunda ise Lee Toland Krieger oturuyor.
Fragmanı izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
ELITE DİZİ YORUMU
29 Ekim
Dizi Adı: Elite
Türü: Gençlik-Suç-Drama
Dili: İspanyolca
Elite, yayımlanmadan önce fazlasıyla reklamı yapılan bir dizi oldu. La Casa De Papel'de oynayan 3 oyuncu Elite'in kadrosunda da vardı. La Casa De Papel de sevdiğim bir İspanyol yapımıdır.
Elite'in ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor. Başlar başlamaz bu kadar ilgi görmesiyle birlikte 2. sezon onayını almış bile. Açıkçası ilk 2-3 bölümde diziye ısınamadım. Olaylar çok hızlı işleniyor, geçişler bir anda oluyor ve altyapıdaki müziksizlik beni kahrediyordu. Çok yavan gelmişti bana. Ancak sonrasında olaylar gelişmeye ve dizi ilerlemeye başladıkça sevdim.
Klişe olmayan lise dizilerine bayılıyorum. Bu da onlardan bir tanesiydi. Konu bir yerlerden tanıdıktı ama yine de güzel işlenmişti. Bazı sahneleri Big Little Lies'a benzettim. Özellikle polis sorgusu ve cinayet soruşturması olan kısımlar tıpa tıp aynıydı.
Dizi hızlı ilerliyordu. İlk bölümün sonunda birisi ölüyor ve kimin öldüğünü hemen görüyoruz. Ama kimin öldürdüğünü öğrenmek içinse sezonun sonunu bekliyoruz.
Bende şöyle bir şey oldu. Dizinin en başında nefret ettiğim karakterleri sevmeye, en sevdiğim karakterlerden de nefret etmeye başladım :D Özellikle Marina'yı çok severken sezon ortasına doğru nefret etmeye başladım.
Dizide sevdiğim noktalardan bir tanesi yukarıdaki görselde gördüğünüz her karakterin bir olayı var. Yani hepsi bir olayın içerisinde değil. Hepsinin kendine ait problemleri var. Bu dizinin konusu hiç bitmez anlayacağınız.
Son bölümler ise mükemmeldi. Özellikle son 2 bölümü soluksuz izledim. Katili ise aklımın ucundan dahi geçirmedim. Hiç beklemediğim birisi çıktı. Hep öyle olmaz mı?
Bir de dizide bazı cinsel sahneler vardı. Rahatsız oluyorsanız izlemenizi önermem. Ama atlayarak izleyeceğim derseniz o size kalmış.
Sonuç olarak severek izlediğim bir dizi oldu. İkinci sezonu deli gibi merak ediyorum. Az çok neler olabileceğini de tahmin ediyorum aslında.
KONUSU:
Elitlerin çocuklarını gönderdiği Las Encinas, İspanya'nın en iyi ve en seçkin okulu olarak kabul edilmektedir. Okullarının bir depremde yıkılmasının ve yerel meclisin öğrencileri bölgedeki diğer okullara dağıtmasının ardından, işçi sınıfından üç çocuk Las Encinas'a kabul edilir. Her şeye sahip olanlarla kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar arasındaki çatışmanın bir cinayetle sonuçlanmasının ardından olaylar peşi sıra gelişir. Peki işlenen suçun arkasında kim vardır?
Fragmanı izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
BİR YILDIZ DOĞUYOR FİLM YORUMU (A STAR IS BORN)
20 Ekim
Film Adı: Bir Yıldız Doğuyor
Özgün Adı: A Star Is Born
Yönetmen: Bradley Cooper
Bu filmin çekildiğini öğrendiğimden beri merakla bekliyordum. Çekimler bitti, bu sefer vizyona girmesini bekledim. 1 yılı aşkın süredir bu filmi bekliyordum kısacası :D Türkiye'de vizyona giriş tarihi olan 19 Ekim'de, yani ilk gününde filmi izledim ama ne heyecanla!
Filmi izleyeli kaç saat geçti ve ben hala filmi düşünüyorum. Düşünmeden duramıyorum. Üzerimde çok büyük bir etki bıraktı. Artık filmin sound track albümünü dinler dinler hüzünlenirim.
Bu arada filmin sound track albümü mükemmel ötesi! Türkiye'de biraz geç vizyona girdiği için ben tabii tüm şarkıları dinledim, ezberledim. Eğer siz de bu filme gitmeyi düşünüyorsanız sound track albümü önceden dinlemenizi öneririm. Film oynarken sizin de şarkılara eşlik etmeniz çok güzel bir his. Yazının en sonuna zaten şiddetle önerdiğim şarkıları yazacağım. Bir Yıldız Doğuyor'un sound track albümü yayınlandığından beri 1 numarada. Özellike Shallow şarkısı 2 hafta boyunca 1 numarada kaldı. ilk 10'da filmin sound trackından birçok şarkı vardı. Şimdi ise Shallow, Grammy 2019'da "Görsel Medya İçin Yazılmış En İyi Şarkı", "En İyi Pop Düet Performansı", "Yılın Kaydı" ve "Yılın Şarkısı" olmak üzere 4 dalda adaylık kazandı. Filmin Oscar adayı olacağı ise konuşuluyor.
Yukarıdaki ilk 5'e bakın. Kadın resmen kendisiyle yarışıyor.
Gel gelelim filme. Başrol oyuncuları Bradley Cooper ve Lady Gaga kesinlikle ve kesinlikle çok yeteneklilerdi. Hem müzikal anlamda hem de oyunculuk anlamında zirvedeydiler. Filmin konusu klişe olsa da herkese bir noktada dokunacaktır eminim. Bu arada A Star Is Born, 1937, 1954 ve 1976 yıllarında 3 kez çekilmiş. 2018 yılında ise tekrar çekmeye karar veriyorlar.
Filmin geçiş efektleri çok hızlıydı. O yüzden bazı sahnelerde takip etmekte zorlandım. Lady Gaga, müzik dışında oyunculuk yeteneğinin olduğunu da bu filmle kanıtladı. Bazılarınız bu filmin Lady Gaga'nın hayatını anlattığını sanmış ama alakası yok. Film çok farklı bir konuya sahip.
Bu filmde bambaşka bir Lady Gaga görüyoruz. 0 makyajlı. Bir röportajında okumuştum. Bradley Cooper, Lady Gaga'ya sete gelirken makyaj yapmamasını söylemiş ama Lady Gaga, hafif de olsa makyajını yapmış ve sete gitmiş. Sete gittiğinde Bradley elinde peçeteyle Gaga'yı bekliyormuş ve tüm makyajını silmiş :D Yani bu filmde perukların, kostümlerin, makyajın arkasındaki Lady Gaga'yı görüyoruz. İlk çıktığı zamanlardaki tiki kızdan Poker Face'ten Bad Romance'den eser yok.
Bu arada filme bilet alırken kasadaki kadına "Filmler vizyondan kalktıktan sonra bu afişlere ne okuyor?" diye sordum. Onlar da isteyenlere verdiklerini söylediler. Tabi ben de hemen kendime bir tane ayırttırdım. Film vizyondan kalkar kalkmaz almaya gideceğim.
Filme gitmeden önce Ekşi'deki ve Beyazperde'deki yorumları okumanızı önermiyorum. Çünkü çok fazla spoiler vermişler. Bu durum sizi fazlasıyla rahatsız edebilir.
Spotify hesabı olanlar için aşağıya filmin sound track albümünün linkini bırakıyorum.
BURAYA tıklayabilirsiniz.
Önerdiğim şarkılar:
1. Shallow
2. Heal Me
3. Always Remember Us This Way
4. Why Did You Do That?
5. Hair Body Face
6. Before I Cry
7. I'll Never Love Again
Bir Yıldız Doğuyor Konusu:
Bir Yıldız Doğuyor, yetenekli ancak bilinmeyen Ally'yi keşfedince düşüşün eşiğine gelen bir country müzik yıldızı olan Jackson Maine'i konu alıyor. Jackson Maine, kariyerinde düşüş gösteren bir müzisyendir. Henüz keşfedilmemiş genç bir yetenek olan Ally ile tanışır ve ikili birbirlerinden hemen etkilenir. İkili tutkulu bir aşk yaşamaya başlar ve Ally'nin yeteneğinin farkedilmesi için çalışan Jackson onu sahnenin büyülü dünyası ile tanıştırır. Jack Ally'yi şöhrete kavuşturduktan kısa süre sonra ise Ally artık ünlü bir müzisyen olmuştur. Jack, Ally'nin kariyerinin hızla kendisininkini gölgede bıraktığını fark eder. Kaybolan ihtişamını geri kazanmaya çalışan Jack bu süreçte içsel şeytanlarıyla da yüzleşmek zorunda kalacaktır. İkilinin kariyerlerindeki ayrım büyüdükçe, ilişkileri de hasar almaya başlar... 4 Oscar adayı başarılı oyuncu Bradley Cooper ve Lady Gaga’nın başrollerini paylaştığı filmde Bradley Cooper, ilk kez yönetmen koltuğuna geçiyor. Kadrosunda Sam Elliott, Andrew Dice Clay, Rafi Gavron, Michael Harney gibi oyuncuların da yer aldığı filmin senaryosunda Eric Roth, Will Fetters ve Bradley Cooper’ın imzası bulunuyor.