.

CHILLING ADVENTURES OF SABRINA DİZİ YORUMU



Dizi Adı: Chilling Adventures Of Sabrina
Türü: Gençik-Korku-Gerilim-Bilim Kurgu-Fantastik
Dili: İngilizce

Chilling Adventures Of Sabrina'nın son bölümünü az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına hislerimi paylaşmak istedim. Diziye BAYILDIIIIIM! O kadar beklentisiz başlamıştım ki 10. bölümün sonunda dizinin bağımlısı olduğumu fark ettim.

Instagram'da ilk bölümü izledikten sonra beğenmediğime dair izlenimlerimi paylaşmıştım. Bana çok boğucu ve kasvetli gelmişti. Bunun yanı sıra arka fon müziği uykumu getiriyordu :D Ama pes edip diziyi izlemeyi bırakmadım. Başladığım dizileri bitirme gibi bir huyum var, yarım bırakamıyorum. İyi ki de yarım bırakmamışım. Bıraksaydım eğer çok fazla şey kaçırırdım.


2. ve 3. bölümü de izledikten sonra diziye yavaş yavaş alışmaya başladım. Sabrina karakterine bir türlü ısınamıyordum ama onu da sonradan sevdim. Bende sanırım ön yargı var :D Mesela ilk dinlediğimde sevmediğim bir şarkının sonrasında bağımlısı olabiliyorum. Bu dizi de bende aynı hisleri yarattı. Sonrasında diziye aşık oldum.

7. ve 8. bölümü bitirdikten sonra "Tamam! Favorilerim arasına girdi." dedim. Son bölüm ise beni benden aldı. İzlerken üzerimdeki battaniyeyi kemiriyordum en son o derece! Mükemmel bir sezon finali olmuştu. Öğrendiğime göre 2. sezon da geliyormuş. Netflix bizi bu güzel diziden mahrum bırakmasın.


Diziyi genellikle gece izlemeye çalıştım. Çünkü bu tarz korku gerilim barındıran film ve dizileri geceye saklıyorum ki üzerimde daha fazla etki bıraksın. Gerçekten de ürperdiğim ve korktuğum sahneler vardı. Özellikle o şeytanımsı keçinin olduğu sahnelerde ekrana bakmak dahi istemedim. Bunların dışında cadı ritüelleri, büyüler, ayinler vs. bunları çok ama çok sevdim. "Ben neden cadı değilim!" diye haykırışlarım da olmuş olabilir. Şimdi bana "Erkekten cadı olur mu?" demeyin. Çünkü oluyor. Cadılar sadece kadın olmaz. Dizide erkek cadılar da vardı.

Ben genellikle izlediğim ve çok etkilendiğim dizilerden bir süre nefret ediyorum ama bu sevmediğim için değil. Diziye aşık olduğum için. "Ben neden bu dizinin içinde değilim? Ben neden bu karakterlerden biri değilim? Benim neden hayatımda böyle şeyler olmuyor? Keşke izlemeseydim!" diye kıskançlığımı çok kez dile getiriyorum.


Ben mi bu kadar fazla beğendim bilmiyorum ama diziyi eminim beğenmeyenler de olacaktır. Çünkü herkese hitap eden bir dizi değil. Belirli tarzı sevenlere hitap ediyor. O yüzden sevmezseniz sizin sorununuz :D

Sabrina'nın halaları Hilda ve Zelda da diziye büyük renk katıyorlardı. Zelda halaya başlarda gıcık olsam da sonradan sevmeye başladım. Hilda halaysa favorimdi <3 Dizideki o gerilim dolu ortamı yumuşatan karakterdi kendisi. Yanakları sıkılası, her eve lazım olan hala türü.

Dizinin çekildiği kasaba, evler, çekim açıları, düzenlemesi, efektler harikaydı. Sonradan alışmaya başladım. Diziye farklı bir hava katıyordu. 


Kısacası ben bu diziye bayıldım. Bayılmakla kalmadım, aşık oldum. Bölümleri arka arkaya ve gece sakin bir ortamda odaklanarak izlerseniz sizin de benim kadar etkileneceğinizi düşünüyorum.

KONUSU:

Sabrina the Teenage Witch’in karanlık anlatımı olan dizide Sabrina kendi ikili benliği ile bağdaşmaya çalışır. Yarı cadı yarı ölümlü bir hayat süren Sabrina, kendisini tehdit eden şeytani güçlere karşı savaşırken bir yandan da ailesi ile uğraşmak zorunda kalır.Pilot bölümünü Roberto Aguirre-Sacasa’nın kaleme  aldığı dizinin yönetmen koltuğunda ise Lee Toland Krieger oturuyor.

Fragmanı izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Elite dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.




Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

ELITE DİZİ YORUMU



Dizi Adı: Elite
Türü: Gençlik-Suç-Drama
Dili: İspanyolca

Elite, yayımlanmadan önce fazlasıyla reklamı yapılan bir dizi oldu. La Casa De Papel'de oynayan 3 oyuncu Elite'in kadrosunda da vardı. La Casa De Papel de sevdiğim bir İspanyol yapımıdır.

Elite'in ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor. Başlar başlamaz bu kadar ilgi görmesiyle birlikte 2. sezon onayını almış bile. Açıkçası ilk 2-3 bölümde diziye ısınamadım. Olaylar çok hızlı işleniyor, geçişler bir anda oluyor ve altyapıdaki müziksizlik beni kahrediyordu. Çok yavan gelmişti bana. Ancak sonrasında olaylar gelişmeye ve dizi ilerlemeye başladıkça sevdim.


Klişe olmayan lise dizilerine bayılıyorum. Bu da onlardan bir tanesiydi. Konu bir yerlerden tanıdıktı ama yine de güzel işlenmişti. Bazı sahneleri Big Little Lies'a benzettim. Özellikle polis sorgusu ve cinayet soruşturması olan kısımlar tıpa tıp aynıydı. 

Dizi hızlı ilerliyordu. İlk bölümün sonunda birisi ölüyor ve kimin öldüğünü hemen görüyoruz. Ama kimin öldürdüğünü öğrenmek içinse sezonun sonunu bekliyoruz. 

Bende şöyle bir şey oldu. Dizinin en başında nefret ettiğim karakterleri sevmeye, en sevdiğim karakterlerden de nefret etmeye başladım :D Özellikle Marina'yı çok severken sezon ortasına doğru nefret etmeye başladım.


Dizide sevdiğim noktalardan bir tanesi yukarıdaki görselde gördüğünüz her karakterin bir olayı var. Yani hepsi bir olayın içerisinde değil. Hepsinin kendine ait problemleri var. Bu dizinin konusu hiç bitmez anlayacağınız.

Son bölümler ise mükemmeldi. Özellikle son 2 bölümü soluksuz izledim. Katili ise aklımın ucundan dahi geçirmedim. Hiç beklemediğim birisi çıktı. Hep öyle olmaz mı?

Bir de dizide bazı cinsel sahneler vardı. Rahatsız oluyorsanız izlemenizi önermem. Ama atlayarak izleyeceğim derseniz o size kalmış.



Sonuç olarak severek izlediğim bir dizi oldu. İkinci sezonu deli gibi merak ediyorum. Az çok neler olabileceğini de tahmin ediyorum aslında.

KONUSU:

Elitlerin çocuklarını gönderdiği Las Encinas, İspanya'nın en iyi ve en seçkin okulu olarak kabul edilmektedir. Okullarının bir depremde yıkılmasının ve yerel meclisin öğrencileri bölgedeki diğer okullara dağıtmasının ardından, işçi sınıfından üç çocuk Las Encinas'a kabul edilir. Her şeye sahip olanlarla kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar arasındaki çatışmanın bir cinayetle sonuçlanmasının ardından olaylar peşi sıra gelişir. Peki işlenen suçun arkasında kim vardır?

Fragmanı izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

BİR YILDIZ DOĞUYOR FİLM YORUMU (A STAR IS BORN)



Film Adı: Bir Yıldız Doğuyor
Özgün Adı: A Star Is Born
Yönetmen: Bradley Cooper

Bu filmin çekildiğini öğrendiğimden beri merakla bekliyordum. Çekimler bitti, bu sefer vizyona girmesini bekledim. 1 yılı aşkın süredir bu filmi bekliyordum kısacası :D Türkiye'de vizyona giriş tarihi olan 19 Ekim'de, yani ilk gününde filmi izledim ama ne heyecanla!

Filmi izleyeli kaç saat geçti ve ben hala filmi düşünüyorum. Düşünmeden duramıyorum. Üzerimde çok büyük bir etki bıraktı. Artık filmin sound track albümünü dinler dinler hüzünlenirim.

Bu arada filmin sound track albümü mükemmel ötesi! Türkiye'de biraz geç vizyona girdiği için ben tabii tüm şarkıları dinledim, ezberledim. Eğer siz de bu filme gitmeyi düşünüyorsanız sound track albümü önceden dinlemenizi öneririm. Film oynarken sizin de şarkılara eşlik etmeniz çok güzel bir his. Yazının en sonuna zaten şiddetle önerdiğim şarkıları yazacağım. Bir Yıldız Doğuyor'un sound track albümü yayınlandığından beri 1 numarada. Özellike Shallow şarkısı 2 hafta boyunca 1 numarada kaldı. ilk 10'da filmin sound trackından birçok şarkı vardı. Şimdi ise Shallow, Grammy 2019'da "Görsel Medya İçin Yazılmış En İyi Şarkı", "En İyi Pop Düet Performansı", "Yılın Kaydı" ve "Yılın Şarkısı" olmak üzere 4 dalda adaylık kazandı. Filmin Oscar adayı olacağı ise konuşuluyor.


Yukarıdaki ilk 5'e bakın. Kadın resmen kendisiyle yarışıyor.

Gel gelelim filme. Başrol oyuncuları Bradley Cooper ve Lady Gaga kesinlikle ve kesinlikle çok yeteneklilerdi. Hem müzikal anlamda hem de oyunculuk anlamında zirvedeydiler. Filmin konusu klişe olsa da herkese bir noktada dokunacaktır eminim. Bu arada A Star Is Born, 1937, 1954 ve 1976 yıllarında 3 kez çekilmiş. 2018 yılında ise tekrar çekmeye karar veriyorlar.


Filmin geçiş efektleri çok hızlıydı. O yüzden bazı sahnelerde takip etmekte zorlandım. Lady Gaga, müzik dışında oyunculuk yeteneğinin olduğunu da bu filmle kanıtladı. Bazılarınız bu filmin Lady Gaga'nın hayatını anlattığını sanmış ama alakası yok. Film çok farklı bir konuya sahip.

Bu filmde bambaşka bir Lady Gaga görüyoruz. 0 makyajlı. Bir röportajında okumuştum. Bradley Cooper, Lady Gaga'ya sete gelirken makyaj yapmamasını söylemiş ama Lady Gaga, hafif de olsa makyajını yapmış ve sete gitmiş. Sete gittiğinde Bradley elinde peçeteyle Gaga'yı bekliyormuş ve tüm makyajını silmiş :D Yani bu filmde perukların, kostümlerin, makyajın arkasındaki Lady Gaga'yı görüyoruz. İlk çıktığı zamanlardaki tiki kızdan Poker Face'ten Bad Romance'den eser yok.


Bu arada filme bilet alırken kasadaki kadına "Filmler vizyondan kalktıktan sonra bu afişlere ne okuyor?" diye sordum. Onlar da isteyenlere verdiklerini söylediler. Tabi ben de hemen kendime bir tane ayırttırdım. Film vizyondan kalkar kalkmaz almaya gideceğim.

Filme gitmeden önce Ekşi'deki ve Beyazperde'deki yorumları okumanızı önermiyorum. Çünkü çok fazla spoiler vermişler. Bu durum sizi fazlasıyla rahatsız edebilir.


Spotify hesabı olanlar için aşağıya filmin sound track albümünün linkini bırakıyorum.

BURAYA tıklayabilirsiniz.

Önerdiğim şarkılar:

1. Shallow

2. Heal Me

3. Always Remember Us This Way 

4. Why Did You Do That?

5. Hair Body Face

6. Before I Cry

7. I'll Never Love Again


Bir Yıldız Doğuyor Konusu:

Bir Yıldız Doğuyor, yetenekli ancak bilinmeyen Ally'yi keşfedince düşüşün eşiğine gelen bir country müzik yıldızı olan Jackson Maine'i konu alıyor. Jackson Maine, kariyerinde düşüş gösteren bir müzisyendir. Henüz keşfedilmemiş genç bir yetenek olan Ally ile tanışır ve ikili birbirlerinden hemen etkilenir. İkili tutkulu bir aşk yaşamaya başlar ve Ally'nin yeteneğinin farkedilmesi için çalışan Jackson onu sahnenin büyülü dünyası ile tanıştırır. Jack Ally'yi şöhrete kavuşturduktan kısa süre sonra ise Ally artık ünlü bir müzisyen olmuştur. Jack, Ally'nin kariyerinin hızla kendisininkini gölgede bıraktığını fark eder. Kaybolan ihtişamını geri kazanmaya çalışan Jack bu süreçte içsel şeytanlarıyla da yüzleşmek zorunda kalacaktır. İkilinin kariyerlerindeki ayrım büyüdükçe, ilişkileri de hasar almaya başlar... 4 Oscar adayı başarılı oyuncu Bradley Cooper ve Lady Gaga’nın başrollerini paylaştığı filmde Bradley Cooper, ilk kez yönetmen koltuğuna geçiyor. Kadrosunda Sam Elliott, Andrew Dice Clay, Rafi Gavron, Michael Harney gibi oyuncuların da yer aldığı filmin senaryosunda Eric Roth, Will Fetters ve Bradley Cooper’ın imzası bulunuyor.


Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

EN YAKIN UZAK KİTAP YORUMU



Kitap Adı: En Yakın Uzak
Özgün Adı: The Nearest Faraway Place
Yazarı: Hayley Long
Yayınevi: Genç Timaş

Kitaplığımda gözüme kestirip elime aldığım ve sonrasında akıcılığından dolayı elimden bırakamadığım kitap, En Yakın Uzak. Kitabın arka kapağını okuduğumda hoşlanmıştım. Basit ama bir o kadar da güzel bir hikayeye benziyordu. Bu konuda yanılmadım. Gerçekten de etkileyici bir kitaptı.

Kitaba başladığımda yazarın diline alışmak pek uzun sürmedi. İlk 50 sayfada çok büyük bir olay yaşandı ve kitabın katlanarak güzelleşeceğini düşündüm. Yazar mükemmel bir başlangıç yapmıştı. Bunun böyle devam etmesini umdum ancak umduğum gibi oldu diyemeyeceğim. Kitabın ortaları biraz durağandı. Başlangıç ne kadar mükemmelse ortalar da o kadar durağandı.

  

Son 100 sayfada ise yazar olayları tekrar alevlendirdi ve ben çok şaşırdım. Böyle bir kitaptan böyle bir şey asla beklemezdim. Kesinlikle kitaba olan düşüncelerimi tamamen değiştirdi. O olay kitabın doruk noktalarından bir tanesiydi.

Kitabı okurken duygulandığım sahneler oldu. Aile ve kardeşlik kavramlarının bir kez daha ne kadar kıymetli olduğunu anladım. Bu açıdan içerisinde çok güzel mesajlar barındırıyordu.


Kitap küçük yaştan büyük yaşa kadar herkese hitap ediyor. O yüzden herkesin bir şans verip bu masum hikayeyi okumasını öneriyorum.

Ayrıca kitabın en son sayfasında yazarın hazırlamış olduğu okurken dinleyebileceğiniz bir çalma listesi bulunuyor. İçerisinde benim de çok severek dinlediğim şarkılar var. Ayrıca yeni şarkılar da keşfettim bu sayede.


Kitaba puanım 7

KONUSU:

13 yaşındaki Griff ve 15 yaşındaki Dylan, küçüklüklerinden bu yana anne-babasının peşinde o ülke senin bu şehir benim diyerek konar göçer bir hayat sürmüştür. Son durakları Manhattan yolunda ise yıkıcı bir aile trajedisi yaşamışlardır. Griff ve Dylan hayatlarının geri kalanını sonsuza dek etkileyecek olan bu olayın üstesinden gelebilecek midir?

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sıra Dışı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Liste kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Tut Ki Seni Seviyorum kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

WILDCARD KİTAP YORUMU



Kitap Adı: Wildcard
Özgün Adı: Wildcard
Yazarı: Marie Lu
Yayınevi: Yabancı

Warcross'u bitirdikten sonra hiç ara vermeden Wildcard'ı okumak istedim. Arka arkaya okuduğum için daha fazla zevk aldım ve "Devam kitabında ne olacak ya?" gibi dertlerim olmadı. Wildcard, ilk kitaba göre daha durağan bir kitaptı. 250 sayfa boyunca bir şeyler olmasını bekledim. Yazar tüm olayı aslında son 100 sayfaya saklamış. O yüzden favorim her zaman Warcross <3

  

Son 100 sayfa mükemmeldi. Her sayfada heyecan doruktaydı. Bu 100 sayfanın dışında olan kısımları saymak dahi istemiyorum çünkü çok fazla gereksiz sahne vardı. Ana karakter Emika'ya karşı hiç hoş düşünceler beslemedim. Kararsız oluşu beni bitirdi. Oradan oraya atlaması bir zaman sonra beni yordu. Bunun yanı sıra ilk kitap yorumunda da bahsettiğim gibi bu kitapta da pasifliğini korudu. Çok fazla öne çıkan bir karakteristik özelliği yoktu.

İlk kitabı okuduğumda bazı sahneleri ve fikirleri bazı kitap ve filmlerdekilere çok benzettim. İkinci kitapta da bu düşüncem daha da netleşti. Marie Lu sanki birkaç yerden konuyu toplamış da kitap oluşturmuş gibiydi. Ama buna rağmen mükemmel bir dünya oluşturmuş ve hakkını vermişti. 

Serinin iki kitabını mukayese edecek olursam: Warcross çok heyecanlı başlamıştı. Wildcard ise tam tersi şekilde başladı. "Hadi artık bir şeyler olsun." modundaydım. Warcross'un son sayfalarında biraz daha heyecan bekledim. Başladığı gibi gümbür gümbür bitmedi. Wildcard ise muazzam bir şekilde bitti. Warcross'u Wildcard'a göre daha çok sevdim.

Bana soracak olursanız eğer Marie Lu'nun en sevdiğim serisi Genç Elitler. Efsane serisi de bir o kadar güzel. Ayrım yapmak istemiyorum. Bu seri de standartların gayet üzerindeydi ama Marie Lu standartlarının üstünde değil, altındaydı.


Büyük ihtimalle bu seri 2 kitaptan oluşuyor. Öğrendiğime göre final kitabı Wildcard imiş. Wildcard'ın sonu da üçüncü kitabı aratacak gibi heyecanlı bir şekilde bitmedi zaten. O yüzden her şey tadında güzelken üçüncü kitap birden çıkagelmezse güzel olur.

Genel hatlarıyla eksik ve fazla bulduğum kısımlar oldu ancak beğendim. Bu tarz okumaktan hoşlanıyorsanız mutlaka kitaplığınızda bulundurmanız gerekir.

Kitaba puanım 7

Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Warcross kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Genç Elitler kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz. 
Gül Cemiyeti kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Gece Yıldızı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kaplumbağa Kabuğunda Dünya kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.


Haveyoumetmyblog Haveyoumetmyblog Author

Hakkımda

Selam, ben Emirhan! Blogumla tanıştın mı? Burası benim kitap eleştirileri, dizi/film önerileri yaptığım, yeri geldiğinde ise bazı konularda fikirlerimi sunduğum bir blog. Bloguma göz atmaya hazır mısın?

Blogu Takip Et (Yeni)

Blogumda Ara

Instagram Hesabım

Etiketler

Haveyoumetmyblog

Translate

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *