YEŞİLİN KIZI ANNE KİTAP YORUMU
19 Ağustos
Kitap Adı: Yeşilin Kızı Anne
Özgün Adı: Anne of Green Gables
Yazarı: L. M. Montgomery
Yayınevi: Saltokur
Dizisini izleyip hayran kaldığım Anne’in kitabını ikinci kez okudum. İlk olarak orijinal dilinde okumuştum ve ardından Türkçe baskısını okudum.
Seni seviyorum Anne! Harika yaratılmış bir karaktersin. Mesela herhangi bir olay karşında okuduğum kitaptaki karakterin tepkisini göz önüne getirebiliyorsam o karakter olmuştur. Anne de onlardan birisi. Okurken her yönünü görüyoruz. Fazlasıyla sağlam yapılandırılmış.
Kitabın geçtiği dönem, kitaba eşsiz bir hava katıyor. O dönemdeki imkanlar ve imkansızlıklar kitabın en büyük tamamlayıcılarından.
Anne haricindeki karakterler de bir hayli sağlam. Her birini seviyorum. Özellikle de Marilla’yı.
Kitap müthiş bir akıcılığa sahip. Okurken gözleriniz sayfalar arasında hikayenin akıcılığı ile kayıp gidiyor. Bir de bakmışsınız ki kitap bitmiş.
Anne with an “E” de benim ilk 5’e girecek dizilerimden biridir. 3 sezonun her biri birbirinden güzeldir. Bu eşsizliği kitapta da hissedebildim.
Kitap editöryal ve çeviri açısından benden tam puan aldı. Gözüme ilişen tek bir yazım hatasına rastlamadım. O yüzden bu baskısını tercih edebilirsiniz. Orijinali ile de karşılaştırdığımda çevirinin ne kadar iyi olduğunu gördüm.
Bunun haricinde kitap dizi ile doğru orantıda başlıyor ancak farklı devam ediyor ve sonu diziden bağımsız bir şekilde bitiyor, haberiniz olsun.
Ben çok severek okudum. Eminim siz de benim kadar seveceksiniz ve içiniz ısınacak.
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
İSİMSİZ KIZ KİTAP YORUMU
14 Haziran
Kitap Adı: İsimsiz Kız
Özgün Adı: An Anonymous Girl
Yazarı: Greer Hendricks & Sarah Pekkanen
Yayınevi: Ephesus
Genellikle psikolojik gerilim türünde çok fazla kitap okumuyorum. Okuduklarım da çoğu zaman beni tatmin ediyor. Çünkü kitapların sonunu tahmin etme konusunda hiç iyi değilim, ne çıkarsa şaşırıyorum. Her kitapta olduğu gibi İsimsiz Kız’ın da ilerleyen sayfalarında beni nelerin beklediğini tahmin edemedim. Kitap mükemmel bir muamma ile başladı. Giriş kısmı çok iyiydi. Okuyucuda kesinlikle merak uyandırıyordu.
Kitabı 2 kişinin bakış açısı ile okuyoruz. Biri ana karakterimiz namı-ı diğer İsimsiz Kız, diğeri deneyi gerçekleştiren doktor. Doktorun bakış açısı ile okuduğumuz bölümler beni çok heyecanlandırdı. Sanki İsimsiz Kızımıza ithafen yazdığı bir mektubu okuyor gibiydik. Çünkü ‘sen’ dili ile yazılmıştı. Büyük bir gizem içeriyordu.
Kitap akıcı ve sürükleyiciydi. Ancak kitabın ikinci yarısı ve son sayfaları bambaşka bir yöne evrildi. Psikolojik gerilim azaldı ve kitabın türü bir anda değişti. Beni ters köşe yaptı.
Kitabın çevirisi ve editöryal yönünü gayet beğendim. Akıp gidiyordu. Gözüme çarpan kısımlar olmadı.
Çoğunuzun bu kitabı seveceğini düşünüyorum. Çok daha iyilerini okumuş muydum? Evet. Ancak İsimsiz Kız da kitaplığımda güzel hatırlayacağım bir kitap oldu.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
KEHANET VAATLERİ KİTAP YORUMU
22 Mayıs
Kitap Adı: Kehanet Vaatleri
Yazarı: M. S. Asherson
Yayınevi: Feniks
Birçok kişide gördüğüm ve hakkında olumlu yorumlar okuduğum Kehanet Vaatleri'ni sonunda bitirdim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitap aldığı tüm övgüleri zerresine kadar hak ediyor. Kitaba başladığınızda sizi müthiş bir kurgu karşılıyor. Müthiş kurgunun yanı sıra yazarın yazım stili de kitaba mükemmel bir hava katıyor. Normalde sıklıkla bilim kurgu kitapları okumazdım, okuduklarımı da nadiren beğenirdim. Kehanet Vaatleri de nadir beğendiğim bilim kurgu romanlarından biri oldu.
Her bilim kurgu romanının kendine özgü dünyası, kavramları ve terimleri vardır. Yazarın akıcı anlatımı sayesinde bu kavram ve terimler anlaşılması güç ögeler olmaktan sıyrılmış ve kitabı zevkli bir hale büründürmüş. Yaratılan dünya ise gelecek ile harmanlanmış ve okuyucunun zorluk çekmeyeceği seviyede güzel bir üslupla anlatılmış.
Kitabın olay örgüsü de bir o kadar keyif vericiydi. Aksiyon her sayfada kat kat artıyor ve kitap sıkmadan kendini okutuyor. Aynı zamanda baş kahramanımız Simon'ın yaşadıklarını okumak ayrı bir zevk veriyordu. Karakter bakımında güçlü bir kitaptı. Simon'ı sevdim. Bunun yanı sıra bir karakter sayılmaz ama gemi olan yapay zekalı Akrep'i de çok sevdim. Onun olduğu kısımları ve replikleri daha fazla severek okudum.
Kitabın sonundan anlaşılacağı üzere Kehanet Vaatleri seri olarak devam edecek. Sonu da beni gayet tatmin edici bir şekilde bitti. Umarım ikinci kitap bir an önce çıkar ve bizler de daha fazla beklemeden devam kitabına kavuşuruz.
Genel olarak kitap hakkındaki görüşlerim bu şekilde. Kitap hakkındaki olumlu yorumları gördüğümde beni heyecanlandırmıştı. Şu anda ben de o olumlu yorumlardan bir tanesinin sonunu yazıyorum. Eğer bilim kurgu romanlarını severek okuyorsanız mutlaka Kehanet Vaatleri ile de tanışmanızı öneririm. Ben ki çok fazla bilim kurgu okumayan biri olarak sevdiysem sizin daha fazla severek okuyacağınızı düşünüyorum.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
DENİZİN TUZU KİTAP YORUMU
28 Nisan
Kitap Adı: Denizin Tuzu
Özgün Adı: Salt to the Sea
Yazarı: Ruta Sepetys
Yayınevi: Pegasus
En sevdiğim türlerden biri olan savaş temalı kitaplar, beni fazlasıyla tesir altında bırakıyor. Denizin Tuzu’nu da 2. Dünya Savaşı’nı ele aldığı için aldım ve okudum.
Kitap fazlasıyla akıcıydı. Çok rahatlıkla bir gün içerisinde elinize alıp bitirebileceğiniz türdendi. Aynı zamanda kahraman bakış açısı ile anlatılmış olması da kitaba akıcılık kazandırıyordu. Ek olarak, empati yapılmasını güçlü kılıyordu.
Kitaptaki karakter çeşitliliğini çok sevdim. Birkaç farklı ülkeden farklı lisanlara sahip insanların bir arada yol almasını sevdim. Karakterler gayet sağlam yapılandırılmıştı.
Ancak kitaptan beklediğim o büyük etkiyi alamadım. Konusu çok güzeldi. Bu konu daha duygu ağırlıklı yazılabilirdi. Bu şekilde okuyucuya daha fazla geçerdi. Bazı sahneler gerçekten yürek dağlıyordu. Ama üzerine fazla durulmadan başka bir olaya geçildiği için etki uyandırmıyordu.
Kitap 4 farklı karakterin bakış açısı ile anlatılıyor. Bu çok güzel bir ayrıntı olacakken kitabı kötü etkileyen bir duruma dönüşmüştü. Çünkü her karakterin bölümü en fazla 3 sayfa anlatıyor, ardından diğer karaktere geçiliyor, 2 sayfa diğer karakter anlatıldıktan sonra da bir başka karaktere geçiliyordu. Hatta bazı bölümler bir sayfaya bile ulaşmayacak kısalıktaydı. Bu yüzden de duygu eksikliğini hissettim sanırım. Bölümler daha uzun olmalıydı kesinlikle.
Kitabın en etkileyici yönü, yaşanan olayın gerçek olması. 9 binden fazla insanın o acıları yaşadığını bilmek kötü hissettiriyor. Okurken bile inanılmayacak gibi geliyor ama zamanında tüm bu olaylar gerçek kişiler tarafından yaşandı. Acılar çekildi.
Kitap hakkındaki genel görüşüm bu şekilde. Siz de benim gibi savaş temalı kitapların hayranıysanız size biraz hafif gelebilir. Ama bu kesinlikle kitabın kötü olduğu anlamına gelmez. Daha çok kısa sürede okunabilecek bir kitap olduğunu gösterir.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
DEĞERSİZ BİR HAYAT KİTAP YORUMU
20 Nisan
Kitap Adı: Değersiz Bir Hayat
Özgün Adı: A Little Life
Yazarı: Hanya Yanagihara
Yayınevi: Doğan Kitap
“Bayıldım.”
“Harikaydı.”
“Çok etkilendim.”
“Ağladım.”
“Beni yıktı.”
Bunlar, kitaba başlamadan önce okuduğum, insanların Değersiz Bir Hayat hakkında söyledikleri cümlelerdi. Hâliyle kitaptan beklentiniz bir hayli artıyor. Şimdi gel gelelim gerçeklere.
Kitap 860 sayfa. Okunması hâliyle kolay değil. Bu kadar kısa sürede bitirmemin en büyük nedeni okuma grubumuzla birlikle okuyor oluşumuzdu.
Değersiz Bir Hayat’ı okumak için geniş bir zamanın gelmesini bekliyordum. Bundan geniş bir zaman olamayacağını düşünerek bir hevesle kitabı okumaya başladım.
Yazarın anlatımı kitap boyunca evriliyordu. İlk sayfalardaki anlatım ile son sayfalardaki anlatım arasında dağlar kadar fark vardı.
Yazar birbirinden eşsiz karakterler yaratmayı çok iyi bir şekilde başarmış. Tebrik etmek gerek. Konuya ise söyleyecek söz yok.
Kitabın giriş kısmı karakter tahlillerinden ibaret. Kitap 860 sayfa olunca giriş kısmı da bir hayli uzun oluyor. 200-300 sayfa boyunca karakter tahlilleri ve birtakım olayları okuyoruz. Bu süreç benim için doğruyu söylemek gerekirse zordu. Çünkü okuduğum yorumlarda kimse bu kısımdan bahsetmemişti. Asıl olaya girmek için ilk 400 sayfayı atlatmak gerekiyor. Yorumlara aldanıp sadece asıl olaya odaklandığım için giriş kısmının keyfini çıkaramadım. Siz benim gibi yapmayın ve tadını çıkara çıkara okuyun. Tüm karakterlerin ve kitabın künhüne vakıf olduğunuz zaman ilerleten sayfaları daha çok seveceksiniz.
Evet, şimdi gelelim asıl konumuza. Jude. Yaşadıkları bir insanın atlatamayacağı şeyler. Üstünden gelemeyeceği şeyler. Yürek dağlayan şeyler. Okurken bazı sayfalarda ara vermem gerekti çünkü okuduklarımı sindirmek istedim. Yüreğimi parçaladı. Dünyada bu olayların gerçek kişiler tarafından yaşandığını hatırlamaksa beni bir kez daha kahretti. Bu kitabı okuyup da etkilenmeyecek kimseyi tanımıyorum. Okuduklarınız âdeta ruhunuza işliyor.
Son sayfalarıda ise gözyaşlarımı tutamadım ve ağladım. Bu kitabın bende özel bir yeri olacak. Ağır bir kitap. Kolay kolay okunup geçilecek tarzda değil. Eğer bunu göze alıyorsanız okumanızı öneririm.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
