KILIÇLAR VE İNCİLER KİTAP YORUMU
11 Nisan
Kitap Adı: Kılıçlar Ve İnciler
Özgün Adı: Rebel Belle
Yazarı: Rachel Hawkins
Yayınevi: Epsilon
Her şeyden önce biraz kitabın kapağından bahsetmek istiyorum. Renkleri ile, tasarımı ile göz kamaştırıyor. Kitabın orijinal kapağına da göz attım ancak Epsilon Yayınevi'nin basmış olduğu kapak çok daha güzel. Bir de iç tasarımı var. O da en az dış kapak kadar dikkat çekici.
Gel gelelim kitabımıza. Konusunu okuduğumda aslında ilgimi çekmeyi başarmıştı. Biraz merak vadediyordu. İçerisini de inceledikten sonra okumaya başladım. Yazarımız hiçbir konuyu ve olayı dolandırmadan kitaba dank diye başladı (En sevdiğim). Birden kendimi kitabın ilk sayfalarında şoklar yaşarken buldum. Çünkü okuduğum hiçbir şey mantıklı gelmiyordu. Baş karakterimizin başına gelenler onu şaşırttığı kadar beni de şaşırtıyordu. İlk sayfalara heyecan dolu başladı. Bu yönünü çok sevdim.
İlerleyen sayfalarda biraz durağanlaşmaya başladı. Karakterimiz, lisenin ponpon kızı iken birden süper güçleri olan birine dönüştü. Ancak bu dönüşüm karakterimizi pek de şaşırtmış gibi görünmüyordu. Tek eğreti duran kısım burasıydı. Hiçbir şekilde şaşırmaması, buna çok kolay adapte olması, sanki 17 yıldır bir özel gücün gelip onu bulmasını bekliyor gibiydi. Kitap biraz daha uzatılarak bu kısımlara yoğunlaşılabilirdi.
Kılıçlar Ve İnciler, yazarın dili itibari ile akıcıydı. Hani elinize aldığınızda hemencecik biten, sizi yormayan çerezlik kitaplar vardır ya, işte bu da onlardan biriydi. Kısa bir süre içerisinde bitirdim kitabı. Okurken de keyif aldım ve merak ederek okudum.
Baş karakterimiz Harper'ın sevdiğim ve sevmediğim özellikleri vardı. Özellikle sevdiğim özelliklerinden birisi de (Kendimle bire bir uyuşan bir özellik) asla küfür etmemesi, edenleri uyarması, bundan rahatsız olması ve kitapta kendince bu küfürleri sansürlemesiydi :) Ben de normal hayatımda asla küfre tahammülü olmayan biriyim. Ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim Harper gibi ağzımdan küfür duyamazsınız. O yüzden cansın Harper <3
Kitabın son sayfalarına yaklaşırken sonunun bomba gibi olacağından emindim ve gerçekten de öyle oldu. Beklemediğim bir sürü olay gerçekleşti. Bu kitaba da bu yakışırdı. İkinci kitabı aşırı merak ediyorum. Umarım Epsilon Yayınları yakın zamanda çevirir de biz de okuruz.
Dediğim gibi çerezlik bir kitaptı. Sizin de benim gibi kitabı seveceğinizi düşünüyorum. Umarım seversiniz.
Kitaba puanım 7
KONUSU:
17 yaşındaki Harper Price, okulun en başarılı öğrencisi, ponpon kızların başkanı aynı zamanda birçok kulübün de yöneticisidir. Lise balosunun olduğu gece kraliçe seçileceğinden adı kadar emindir. Gerçekten de düşündüğü gibi olur ve kraliçe Harper seçilir ancak Harper'ın sahneye çıkıp tacı almaktan çok daha önemli bir işi vardır. Kızlar tuvaletinde bir cinayete şahit olup tarih öğretmenini ayakkabısının topuğu ile öldürmek gibi. Balo gecesi yaşananlardan sonra Harper'ın hayatında çok büyük değişiklikler meydana gelir.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Paket kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Paket kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Kurtulan Kızlar kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ölene Dek Beraberiz kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Eva'nın Çığlığı kitap yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
PAKET KİTAP YORUMU
27 Mart
Kitap Adı: Paket
Özgün Adı: Das Paket
Yazarı: Sebastian Fitzek
Yayınevi: Pegasus
Paket, Alman yazar Fitzek’ten okuduğum ilk kitap oldu. Daha önce yazarı deneyimlemiş olanlar yazarın dilini ve tarzını çok beğendiklerini söylemişlerdi. Ben de Paket kitabıyla Fitzek dünyasına adımımı attım. Ancak bu pek de hoş olmadı. Konu itibari ile çok güzel bir kitaptı. Yaratıcı bir içeriğe sahipti. Hatta çok da güzel bir şekilde başladı ancak ilerleyen sayfalarda kitaba olan hevesimi kaybettim. Duyduğum birkaç yoruma göre de Paket, yazarın diğer kitapları arasında sönük kalmış. Başladığı biçimde devam etseydi benim için çok daha heyecanla okunabilir bir kitap olacaktı. Yazarın dili konusunda bir sıkıntım yoktu. Aksine çok beğendim. Gerilim sahneleri özenle yazılmıştı. Okurken o gerilimi hissettim. Eminim diğer kitaplarında bu daha açık bir şekilde görünüyordur.
Emma karakterinin yaşadığı olaydan sonra paranoyaya kapılmasını çok normal görüyorum. Olmayan şeyleri oluyormuş gibi görmesi, herkese bir katil gözüyle bakması çok normal. Ancak kitabı Emma’nın ağzından değil ilahi bakış açısıyla okuyor olmamıza rağmen anlatılanlara inansam mı inanmasam mı sürekli bir ikilemde kaldım. “Acaba yine kendisi mi uyduruyor?” soruları çok kez yaşanan olaylara olan inancımı kaybetmeme neden oldu. Yazarın okuyucunun düşünceleri ile de oyun oynamasını sevdim.
Kitap aslında çok akıcıydı. Okurken sayfalar gözlerimin önünden kayıp gitti. Ancak kitabın ortalarına geldiğim kısımda biraz beni cezbetmemeye başladı. Son kısımlara doğru ise heyecan yine arttı.
Ben genelde bu tarz kitaplarda katili tahmin edemeyen kişi olurum. Her kitabın sonunda “Aa katil nasıl bu olur?” diye şaşırırım. Her kitapta olduğu gibi Paket'te de katili tahmin edemedim. Hatta öğrendiğimde şok oldum. Kitapta şöyle bir şey var. Ana karakterimiz paranoyak olduğu için herkesi katil olarak düşünüyor ve kendince fikirler öne sürerek katili bulmaya çalışıyor. Düşündüğü şeyler mantıklı gelince ben de katilin o kişi olduğuna inanıyorum. Sonra başka bir kişi hakkında başka çıkarımlarda bulunuyor. Ben yine "Aa katil nasıl bu olu?" diye şaşırıyorum. Ama katil zaten o kişi çıkmıyor. Kitabın sonuna kadar katil en az 5-6 kez değişti ve hepsinde çok şaşırdım :D Ama vurucu darbe tabii ki gerçek katili öğrendiğimiz kısımda geldi. Bu sefer katilin o olacağını hiçbir şekilde tahmin etmemiştim. Sonundaki olaylar çok zekice kurgulanmıştı. 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Kitabın ortalarında kitaba olan sempatimi tam kaybediyordum ki yazar son sayfalarda toparladı ve kitaba olan sempatimin artmasına sebep oldu.
Fitzek'le tanışmak için güzel bir kitap olduğuna inanıyorum. Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka okumayı düşünüyorum.
Kitaba puanım 8
KONUSU:
Emma, yapmış olduğu sunumdan sonra otel odasında uyumaya çalışmaktadır. Vücuduna batan iğne ile uyuşmaya başlayan Emma başında birinin olduğunu fark eder. O kişi her kimse Emma'ya tecavüz ederek saçlarını kazır ve Emma'yı baygın bir halde dışarı bırakır. Emma uyanıp olanları anlattığında kocası da dahil kimse ona inanmaz. Ama o, evine gelen yabancı bir paketle işlerin yolunda olmadığından emin olmuştur.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
LEYLA KİTAP YORUMU
22 Mart
Kitap Adı: Leyla
Özgün Adı: Leila
Yazarı: Alexandra Cavelius
Yayınevi: Pegasus
Son zamanlarda okuyup en çok etkilendiğim kitap Leyla oldu. Leyla'nın kurgu değil, gerçek bir karakter oluşu, kitabın içerisindeki her olayın bire bir yıllar önce yaşanmış oluşu beni kitaba bağlayan en büyük özellikti. Bu tarz olayların gerçekten bu dünyada var olması beni derinden yaraladı.
Savaş temalı kitapların üzerimde bırakmış olduğu etkiyi hepiniz biliyorsunuz. Okuduktan sonra bir süre kendime gelemiyorum. Sanırım Leyla'yı okuduktan sonra da bir süre kendime gelemeyeceğim. Daha öncesinde Bronz Atlı'yı okurken tüm karakterlerle birlikte o açlığı ve soğuğu hissetmiştim, yazarın dili çok inandırıcıydı. Ama Leyla'nın yaşanmış bir olay oluşu ve kitaplaştırılması beni daha fazla etkiledi.
Kitabın içerisindeki karakterler ve mekanların isimleri güvenlik nedeni ile değiştirilmiş. Leyla'nın da kimliği gizli diye biliyorum. Leyla'nın yaşadıklarını okurken adeta kanım dondu. Bir insanın bu tarz şeylere maruz kalabileceğini düşünmek bile çok acı vericiyken tüm bu olayların içerisinde bulunmak ne hissettirirdi tahmin dahi edemiyorum.
İnsanlar boşuna "Barış!" diye bas bas bağırmıyor. Savaş bu yeryüzündeki en alçakça eylemlerden biri. Katliamlar, soykırımlar, toplu tecavüzler bunların hepsi savaşla birlikte gelen pislikler. Bunlara maruz kalan insanların hesabını kim verecek peki? Yeryüzündeki hiçbir adalet sistemi bu yaşananlarla bir kılınamaz. Ancak ilahi adalet bu konuda gerekeni yapacaktır.
Kitap 270 sayfadan oluşuyor. Bir gün içerisinde elime aldım ve bitirdim. Bir günde bunların hepsini okumak bana fazla geldi. Sürekli olarak duygu değişimleri yaşadım. Her sayfada, her satırda duygu yüklüydü. Ben de okurken yer yer göz yaşlarımı tutamadım.
Kitap aslında 7-8 yıllık bir süreyi barındırıyor. Yazarın bu hikayeyi cilt cilt yazmasını isterdim ancak yürek dayanır mıydı bilmiyorum. Uzadıkça gerçekliğini de kaybederdi sanırım. Ancak yine de biraz daha uzun olmasını yeğlerdim. Duyguları daha fazla hissettirmesini ve biraz daha detaya girmesini isterdim.
Bu kitap hakkında aslında anlatacağım çok şey var ama yazamıyorum. O yüzden siz alın ve okuyun. Okuyun ve birlikte tartışalım. Beğenmeme gibi bir şansınız yok. Eminim hepiniz beğenirsiniz.
Kitaba puanım 10
KONUSU:
Genç yaştaki Leyla B.'deki yaşamından daha farklı bir gelecek hayal etmektedir. Ortaokulu okumak için dayısının yanına başka bir şehre taşınır. Bu onun ailesini son kez görüşü olur. Saraybosna'da patlak veren savaş insanlığın bittiği noktadır. Bu savaş sırasında Leyla'nın yaşadıkları ise yürek dağlayacak kadar acı vericidir.
Dizinin fragmanını izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Dizinin fragmanını izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
SEX EDUCATION DİZİ YORUMU
11 Şubat
Dizi Adı: Sex Education
Dili: İngilizce
Türü: Gençlik-Erotizm
Netflix'te bu diziyi ilk kez gördüğümde adından ve türünden dolayı ön yargılı olduğumu söylemeliyim. Ucuz lise dizilerine alerjim var. Konusu sadece cinsellik üzerine kurulu film ve dizilerden de nefret ederim. Bu ikisi birleşince ortaya saçma sapan bir şey çıkar genellikle. Diziyi açtım ve ilk saniyesinde beni 18+ bir sahne karşıladı. Ondan sonraki sahne yine cinsellik içeriyordu ve kapattım. Birkaç gün sonra dizi hakkında iyi yorumlar okuyunca merak ettim ve tekrar izlemeye başladım.
Sonraki sahnelerde neyse ki bu tarz sahnelere rastlamadım ve izlemeye devam ettim. İlk bölüm ortalama sayılırdı ancak devamında neler olacağını merak ettiğim için devam ettim. İzledikçe güzelleşmeye başladı. Espriler ve karakterlere gerçekten bayıldım. Diziyi sevmemin en büyük nedeni karakterlerdi.
Dizide farklı bir kültür yansıtılmaya çalışılmış ama artık sanırım hepimiz biliyoruz ki bu kültür doğru yansıtılmıyor. Sürekli parti, içki ve seks yok. Ama dizide fazlasıyla vardı. Normalde rahatsız ederdi beni ama bu dizide rahatsız olmadım.
Ayrıca dizide şöyle bir şey vardı, dizideki herkes sanki 90'lardaymış gibi rengarenk giyiniyordu. Özellikle yaptıklarını düşünüyorum. Çünkü hepsi aynı tarzdaydı. Fazlasıyla dikkat çekiyordu.
Dizinin sonu istediğim gibi bitmediği için üzgünüm. O yüzden ikinci sezonu merakla bekliyorum.
Bu arada dizi sanırım İngiliz yapımı çünkü her birinde ayrı bir İmgiliz aksanı vardı. Bu durum da hoşuma gitti.
Dizinin fragmanını izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Russian Doll dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Russian Doll dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
RUSSIAN DOLL DİZİ YORUMU
08 Şubat
Dizi Adı: Russian Doll
Türü: Fantastik
Dili: İngilizce
Türü: Fantastik
Dili: İngilizce
İzleyecek kısa bir dizi ararken Netflix'te Russian Doll'a rastladım. Adı gereği Rus yapımı olduğunu düşünmüştüm. Dizi İngilizce başlayınca bi rahatladım. İlk 3 bölümü izlerken doğruyu söylemek gerekirse sıkıldım. Çünkü sürekli aynı olaylar tekrarlanıyor ve bir gelişme olmuyordu. Daha sonra dizi ilerlemeye başlayınca ilgimi çekmeye başladı.
Dizinin bölümleri 20-30 dakika arasında ve bir çırpıda bitiveriyor. O yüzden 1 günde rahatlıkla bitirebildim. Ana karakteri sevmedim. Kadının mükemmel bir oyunculuğu vardı bunu asla yadsıyamam ancak bu role yakışmıyordu. Bu role eğer izlediyseniz bilirsiniz, Girlboss dizisinin başrolündeki kızı yakıştırdım. Mizaç olarak daha yatkın olduğunu söyleyebilirim.
Dizinin konusunu beğendim. Çok fazla düşünülmüş bir konu değildi ama işleyişi güzeldi. Yeni karakterlerin diziye girmesiyle olaylar da gelişmeye başladı. Ortalama bir diziydi. Öyle ahım şahım bir durum vardı diyemem. Ama izlenmeyecek kadar da kötü değildi. İzlediğim için de pişman değilim. Genel olarak beğendiğim bir diziydi.
Eğer kısa ve kafa yormayan, akıcı, çabuk biten bi dizi arıyorsanız o dizi Russian Doll'dur.
KONUSU:
Nadia, arkadaşlarının düzenlemiş olduğu doğum günü partisinden ayrıldıktan sonra bir arabanın kendisine çarpması sonucu ölür. Ancak aynı anda partide tekrar dirilir. Bu olay birkaç kez daha kendini tekrar eder. Ta ki kendi gibi olan birini bulana dek.
Dizinin fragmanını izlemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sağ tarafta yer alan "İzle" butonuna tıklayarak blogumu takibe alırsanız mutlu olurum :)
Daha fazla kitap paylaşımı için beni Instagram hesabımdan takip etmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sex Education dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Hakan: Muhafız dizi yorumunu okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Chilling Adventures Of Sabrina dizi yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Bir Yıldız Doğuyor film yorumu için BURAYA tıklayabilirsiniz.